Paylaş
Zira dünya, 2. Büyük Savaş’tan sonra ABD ve Rusya’nın hegemonyasında kurulmuştu ki oluşturulan bu düzen (gerçekte düzensizlik-kaos), insafsızlığın, sömürgeciliğin ve zulmün her çeşidinin daniskasıydı.
Bunlardan birincisi olan komünizm zulmüne dünya ancak 70 yıl dayanabildi. Berlin Duvarı ile koca Sovyet İmparatorluğu yıkılıp paramparça oldu.
Tek dişi kalmış ABD canavarı, köpeksiz bulduğu koca dünyada yalnız başına at koşturuyor ve önüne gelene, zulmün envaiçeşidini tattırıyordu.
Dünyanın birinci ve ikinci taksimlerini, savaşlardan galip çıkan zalim ve emperyalist devletlerin liderleri yapmıştı. Her ikisi de kurt taksimi idi.
Her iki taksimde de aslan payını kendilerine ayıran bu emperyalistlerin gözleri bir türlü doymadı. Bütün dünya ülkeleri çalıştı, didindi, üretti, bunlara verdi lakin ne yaptılarsa bunları doyuramadılar.
Şimdi de bir üçüncü paylaşımın arifesindeyiz; bu paylaşımda da mütegallibenin (zorba-galip ve üstün güçlerin) aralarında anlaşmadığını söyleyemeyiz.
Bütün dünyanın gözleri önünde iyi polis-kötü polisi oynarlar ama sonunda al gülüm ver gülüm yaparak, malı götürürler.
Kurt taksimi esnasında, zorbalar kavgaya tutuşur gibi yaparlar. Yutacakları ülkeleri de bu esnada piyon olarak kullanırlar. Kendileri filler gibi tepişir görünür lakin o arada nice çimenler (ülkeler) ezilir ve yutulur.
Bu denli sömürgecilik, dünyaya İngilizlerin armağanıdır! Buna İngiliz siyaseti diyorlar; kurbağayı sever, okşar ve bacağını öper gibi yapar, öptüğü yerden yavaş yavaş emer, kurbağa, kanının çekildiğinin ve öldürüldüğünün farkında bile varmaz.
Herkesin gözleri önünde cereyan eden Suriye laboratuvarı var. Burada ABD ile Rusya’nın nasıl ortaklaşa hareket ettikleri görülmüyor mu?
Ukrayna devlet görevlileri, Gürcistan felaketinden ibret almıyorsa, sözün bittiği yerdeyiz.
Körü körüne Batı’ya ve ABD’ye bel bağladığını, ülkesi ve milleti harap olduktan sonra anladı, ama...
Ukrayna’nın ‘Yalnız bırakıldık’ sözüne kulak veren ülke var mı? Nerede ona cesaret veren ülkeler?
Aynı senaryo, bu kez Ukrayna’da sahneleniyor: Tavşana kaç, tazıya tut!
ABD ile İngiltere, Rusya’yı kışkırtmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar; Rusya saldırınca da ‘çaresizlik!’ içinde kınamaktan ve sade suya tirit yaptırımları ilan etmekten başka bir şey yap(a)madılar.
Şu anda dünya üzerinde en kıdemli iki lider var ve bunların her ikisi de alışılagelmiş liderlere benzemiyor. Erdoğan ile Putin. Bunların her ikisinin de yürüttükleri yerli ve milli politikalar karşısında tüm dünya liderleri parmak ısırmak zorunda kalıyor.
ABD ve İngiltere akılları sıra Putin’i (Rusya) kuşatıp sıkıştıracak ve kıpırdayamaz hale getireceklerdi. Oyun içinde oyun kurup bildiklerini okuyacaklardı.
Putin böyle bir fırsatı kaçırır mı; derhal durumdan vazife çıkararak Ukrayna’ya saldırdı.
ABD Başkanı Biden, bir buçuk ay boyunca anlatamadığı derdini Rusya’nın fiili saldırısından sonra ağır yaptırımlar olarak sıraladı: ABD’deki Rus malvarlıkları dondurulacak, Rusya’nın dolar, Euro, Pound ve Yen’le ticaret yapmasına müsaade edilmeyecek, belli başlı Rus bankaları kara listeye alınacak, vb.
Oysa atı alan Üsküdar’ı geçti; bundan böyle hiçbir eski Varşova Paktı ülkesi NATO’ya giremez!
Dünya artık eski düzen (düzensizlik) olarak ABD’nin hegemonyasında devam edemez.
Ukrayna devleti, bundan böyle savaşamaz hale gelecek ve Ukrayna liderliği, tıpkı Belarus gibi Moskova’ya bağlı olacak.
Putin, ülkesine karşı yapılmakta olan onca hukuksuzluğa, kendine (Rus’a) özgü hukuksuzlukla cevap verdi.
Dedik ya, dünya yeniden kuruluyor, kurulmak zorunda; bu daha başlangıç!
Yarın sabahın en erken öten çil horozu, bakalım bize nasıl bir dünya gösterecek...
Paylaş