Paylaş
Zirvede alınan kararlar arasında, KKTC’nin TDT’na gözlemci üye olarak katılması var. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bu durumu, ‘kardeşler arasındaki hukukun gereği’ olarak ifade etti.
Alınan bu karar, KKTC’nin tanınması için atılan çok önemli bir adımdır.
Burada tarihi bir gerçekliğin altını çizmekte fayda var: Yıllar önce KKTC Cumhurbaşkanı merhum Denktaş’la yaptığım mülakatta bana aynen şunları söylemişti (O vakit, yazılmamak kaydıyla söylemişti): ‘Biz, Türkiye’mizin destek ve himayelerinde devletimizi ilan ettik.
Anavatanımız Türkiye’nin ardından, Pakistan bizi tanıyacağını açıkladı. O arada uluslararası arenada kızılca kıyametler koptu. Türkiye’ye öylesine baskılar yaptılar ki, kendisi tanımaktan vazgeçtiği gibi, Pakistan’a da tanımaması için ricada bulundu.’
Akim (sonuçsuz) kalan bu durum, o gün bugün sürüncemededir. Malum derdimizi anlatmamamızın tek sebebi, Türkiye’nin güçsüz oluşudur. Yine malum, günümüzde gücünüz oranında haklısınızdır! Uluslararası arenada, maalesef hukukun üstünlüğünden ziyade üstünlerin (güçlülerin) hukuku geçerlidir.
İşte KKTC, bugün bu noktaya, Türkiye’nin güçlülüğü sayesinde geldi.
Güçlenen Türkiye, Sayın Erdoğan liderliğinde, hakkını söke söke almanın mücadelesini veriyor. Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği gibi, daha işin başındayız. Sarmal oluşturup dünyayı kuşatmamıza vurgu yapan Erdoğan, ‘Tanıtma da olabilir, başka formüller de geliştirebiliriz’ dedi.
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, burada da en büyük tehlike FETÖ belasıdır. Türkiye istihbaratının tespitlerine göre, FETÖ, Orta Asya’daki Türk Devletleri’nde cirit atarken mahut devletlerin yetkilileri derin bir gaflet içinde bulunmaktadır.
Sayın Erdoğan’ın gazeteci heyetimize aktardığı bilgiye göre; bunların kahir ekserisi, FETÖ’yü temizlediklerini ve artık kendilerinde bulunmadığını söylüyorlar. Hatta bir ülke lideri, böyle bir terör örgütünün varlığını, Türkiye’deki 15 Temmuz kalkışmasıyla öğrendiğini ifade etti.
Buradan da anlaşılıyor ki, bu devletler, kılcal damarlarına değin nüfuz etmiş olan bu büyük tehlikenin farkında değiller. Bu gidişle uyanmaları da mümkün değildir.
Uyanabilmeleri için, ya Sayın Erdoğan’ın uyarılarını dikkate alıp gerekli önlemleri alacak ya da tıpkı bizdeki gibi, alçakça kalkışmalara uğrayacak ve böylece akılları başlarına gelecek.
Türkiye, öncü ve ağabeylik rolü üstlenerek, kendilerine istihbarat teşkilatlarının bir araya gelerek gerçeği aydınlatmalarını önerdi. Zira son pişmanlık fayda vermeyecektir.
Hiçbir şey yapmasalar da; FETÖ belasının yansımalarını iliklerine kadar yaşamış olan Türkiye’den ibret alıp ders çıkarmaları gerekir.
Sayın Erdoğan, Türk devletlerinin liderlerine ve biz gazetecilere verdiği mülakat aracılığı ile tüm dünyaya ilan ettiği gibi; FETÖ terör örgütünün merkezi, FETÖ elebaşının malikânesi ABD’dedir ve onu Biden korumaktadır.
Paylaş