Türkiye şaşırtıyor!

Korona salgını tüm dünya ülkeleri üzerinde adeta deprem etkisi yaptı. Şu ana kadar 2 milyon 500 bin kişi bu hastalığa yakalandı. Bunlardan 1 milyon 500 bin kişi tedavi edildi, 290 bin kişi ise öldü.

Haberin Devamı

Depremin artçı sarsıntıları başlangıçtaki gibi olmasa da hâlâ ölümcül şekilde devam etmekte. Asıl korkulan ise güz aylarında ikinci bir dalganın gelip başlangıçtaki gibi ve hatta daha ölümcül bir hal sergilemesidir.

Salgını hafife alan ve gevşek davranan ülkeler ağır bedeller ödedi ve halen ödemeye devam ediyor. Bu ülkelerin başında ABD, İtalya, İngiltere, Fransa ve İspanya geliyor.

Türkiyemiz her alanda çok iyi bir kriz yönetimi sergiledi. Bizce bunda en büyük pay, önlemlerin süratle alınıp seri şekilde uygulanmasını temin eden başkanlık sisteminindir.

Bizdeki bir kısım muhalefetin (özellikle vaktiyle iktidarla aynı trende olup inenler veya aynı kökten gelip ayrı yol tutanlar) maalesef kini dinlerinden önce geliyor!

Bütün bir insanlık can derdinde iken böylesi umumi bir felaketi bile kör siyasetlerine alet ettiler ve “En güçlü iktidarlar bile en fazla altı ay sonra gider” diyerek, Erdoğan nefreti kustular.

Haberin Devamı

Erdoğan gitse her şey sütliman olacakmış gibi bir iddiayı inatla sürdürüyorlar.

Bunlar bir de utanmadan demokrasi havarisi kesiliyorlar. Erdoğan diye cephe aldıkları kişi, bu halkın yüzde 52’sinin oyunu alarak iktidar oldu. Bunların asıl dertleri Erdoğan’dan ziyade ona oy veren halktır. Halkı doğrudan karşılarına alamadıklarından ‘Erdoğan’ diyerek, akılarınca etrafından dolanıyorlar.

Ama millet her şeyi görüyor, nitekim dün de görüyordu ve mukayesesini ona göre yapıyor.

Yapıyor ki 18 yıldır Erdoğan’ı tek başına iktidarda tutuyor.

Türkiye’nin alınan önlemler manzumesinden ilk yaptığı şey ‘Bilim Kurulu’ oluşturmak oldu. Her şey bilimin ışığında değerlendiriliyor ve alınması gereken önlemler tek tek sıralanıyor.

‘Tek adam’ diye eleştirdikleri Erdoğan ise işte bu ‘Bilim Kurulu’nun değerlendirdiği bilimsel verileri bakanlık, hükümet ve başkanlık kararları şeklinde halka tebliğ ediyor.

Dünya 1929’daki buhrandan sonra en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Dünya ticareti hızla daraldı ve tüm ülkeler küçülme eğilimine girdi. 121 ülke IMF’den borç almak zorunda kaldı.

Bizdeki mahut sorumsuz muhalefet de hükümeti IMF’nin kucağına itmek için can atıyor. İstiyorlar ki hükümet bu parayı alsın ve IMF’nin emrine girsin. Zira onlara göre IMF’nin emrine girmek Erdoğan’ın emrine girmekten yeğdir.

Haberin Devamı

Bunların millilikleri bu kadar işte!

Bağımsızlık bunların karakterlerinde yok. Zira kendi hükümetlerini IMF’nin sıradan bir memurunun (Carlo Cottarelli) emrine sokmaya alışmışlar, hür ve bağımsız olamıyorlar.

Ama o beğenmedikleri Erdoğan 18 senelik iktidarı boyunca, bütçenin en büyük payını eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğe ayırarak gerekli önlemleri aldı ve böylesine dehşetli bir salgının bile altında kalmadı.

IMF’ye avuç açmadığı gibi en gelişmiş ülkeler dahil dünyanın 60 ülkesine yardım etti ve daha da edecek.

Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’yi överek dünyaya örnek ülke gösteriyor. DSÖ Türkiye Koordinatörü Dr. İrshad Ali Shaikh, “Türkiye tarafından kuruluşlarda alınan tedbirler bir yayın haline getirilerek DSÖ içinde yayımlanacak” dedi.

Haberin Devamı

Dünya yönetimimize bu gözle bakarken, içimizdeki mahut muhalefet de iktidarı demokrasi dışı yollarla düşürmenin derdinde!

Belli ki, bunlar 15 Temmuz’dan hiç ibret almamışlar.

Türkiye herkesi şaşırtsa da bizdeki tescilli şaşkınların şaşması olası değil.

Yazarın Tüm Yazıları