Türkiye bölgesel güç

Malum, dost ve müttefik gözüken emperyalist güçlerin Türkiye’ye bakışları, ‘Ne öldüreceksin, ne olduracaksın!’ şeklindeydi. Bu durumun trajik ifadesi, alçak süründürmedir. Genlerimizdeki yükselme azmimizi bizden daha iyi bildiklerinden, yıllar yılı, bizi adeta ‘meşguliyetle tedaviye’ tabi tuttular.

Haberin Devamı

Kurup, eğitip, donatıp ve destekledikleri envaiçeşit terör örgütlerini, içeriden ve dışarıdan üzerimize salarak, enerjimizi toprağa vermemize sebep oldular, olmaya devam ediyorlar.

Zira onlar, bizi bizden iyi tanıyor ve çok iyi biliyorlar ki; Türkiye, güçlenip ayağa kalktığında, mazlum kanıyla beslenen emperyalistlerin çanlarına ot tıkanacak ve kendilerini hesaba çekecek, yeniden bir ‘Molla Kasım’ gelmiş olacaktır!

Başlarına ne geleceğini ‘one minute’ ihtarıyla yüzlerine şamar gibi inen ve ‘Bebekleri öldürmesini çok iyi bilirsiniz’ sözlerine muhatap olarak görmüşlerdi.

O günden beri, ellerinden geleni artlarına koymadılar. Her çeşit aşağılık darbeyi denediler; istediler ki, dik duran bu ‘Uzun Adam’ı alaşağı edelim ve yerine eskiden olduğu gibi, kendilerine bağlı, uyumlu, uydu yönetimler getirelim.

Haberin Devamı

Hâlâ daha bu durumdan umutlarını kesmiş değiller. Güçlerini de içimizdeki bendelerinden alıyorlar. İçimizdeki mahut birilerinin; dışarıdan bize diş bileyen düşmanla aynı dili kullanması ve aynı hedefe kilitlenmesi (‘Uzun Adam’ın düşürülmesi), sizce de tuhaf değil mi?

Daha dün ‘Türkiye’nin, Azerbaycan’a silah sevkiyatı yaptığı ve Suriye’deki cihatçı grupları Karabağ’a gönderdiği’ şeklindeki tezviratla, kendi ülkesini dünyaya jurnalleyen bunlar değil miydi? Dikkat edin; içerideki bu kirli ve zehirli dili, dışarıdaki düşmanlar bile kullanmıyor!

Bu zihniyet can Azerbaycan’ın, uğruna şehitler vererek kurtardığı Karabağ semalarında, Türk bayrağı dalgalanmasından rahatsızdır.

O halde deliye dönecekleri bir haber daha verelim: Kafkasya’da Türkiye-Azerbaycan ve Nahçıvan için yeni bir dönem başlıyor; Zengezur koridoru açılıyor ve Türkiye, karayoluyla Azerbaycan’a ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’ne bağlanıyor.

Azerbaycan Meclis’i, Sayın Erdoğan’ı bağrına basıp, dakikalarca ayakta alkışlarken, bizdeki sözüm ona muhalefet, Erdoğan konuşurken, sırtını dönerek cibilliyetini sergiliyor.

‘Suriye’de ne işimiz var?’ ve ‘Sakın Afrin’e girmeyin’ diyen bir yüz; Afrin’deki yeraltı tünellerini görüp kızardı mı zannediyorsunuz? ‘YPG terör örgütü değildir; YPG bize mi saldıracak?’ diyen bir kafanın, bunları silahlandırıp üzerimize salan ABD’den ne farkı var ki?

Haberin Devamı

Dışarısı, Türkiye’nin bölgesel güç olduğunu anladı ve ayağını ona göre denk alırken, içimizdeki birileri ‘Yeter ki Erdoğan düşsün, Türkiye düşse de olur’ diyecek kadar akıl ve izandan yoksundurlar.

Türkiye’nin keşfettiği doğalgaza sevinemeyen, bulduğu altın rezerviyle alay eden, Türkiye’nin büyümesinden gocunan bir muhalefet yerli ve milli olabilir mi?

Tarihte hiç olmamış, muhayyel bir vazonun çalındığı iftirasını atacak kadar şirret ve yüzünde astardan eser bulunmayan bu tiplerden Türkiye’ye ne hayır gelir?

Mahut zihniyet, yalan ve iftira çamurunda debelenedursun; Türkiye, Taarruzi İnsansız Hava Aracı AKINCI’yı envanterine katarak, dünyada ilk üç arasında yer aldı.

Haberin Devamı

Ne yapsalar boşuna, Türkiye, bölgesinde kilit ülke konumundadır ve bölgesel güçtür.

Emperyalist güçler, bu bölgede, Türkiye’ye danışmadan, artık eskisi gibi at koşturamayacaktır.

Zira Türkiye’de, kararlarını, dışarının dayatmalarına aldırış etmeden alabilen yerli ve milli bir siyasi irade var.

NOT: Yıllık iznimi kullanacağımdan, yazılarıma bir süreliğine ara veriyorum. F.B.

Yazarın Tüm Yazıları