Sosyal medya çıkmazı!

Demokrasi temelinde bir uzlaşı kültürü ama gelin görün ki, uzlaşı denilen şey bizim semtimize bile uğramış değil. Birimizin ak dediğine, bir diğerimiz kara demeyi maharet biliyor.

Haberin Devamı

Yalnızca biz değil, tüm dünyanın başı sosyal medya ile dertte. Çin ve hatta İran gibi totaliter ülkeler, işin kolayını sosyal medya platformlarını bütünüyle kapatmakta buldu.

Elbette ki bu çıkar yol değil. İşin zorluğu da burada zaten; bu platformlar hem açık kalacak, hem de bunların zararlarından insanlar korunacak.

Diğer bir deyişle şişe salatalığı yutmuş, şişeyi kırarak herkes salatalığı çıkarabilir ama maharet onu kırmadan çıkarabilmekte.

Ayrıca biz uzayda yaşamıyoruz, dünyanın belli başlı ülkeleri halklarını sosyal medyanın zararlarından koruyabilmek için çeşitli önlemler almışlar. Bunlar da demokratik ülkeler, üstelik demokrasileri bizden fersah fersah ileride.

Artniyetli insanların elinde mahut sosyal medya terörden daha tehlikeli. Önüne gelen istediği kadar darağacı kuruyor ve dilediği insanları buralarda rahatlıkla sallandırabiliyor.

Haberin Devamı

Savaşın konsepti değişti, ülkeler artık ordularıyla karşı karşıya gelmiyor. Terör örgütleri üzerinden vesayet savaşları yapılıyor. Sosyal medya ağları terör örgütleri için biçilmiş kaftan. Zira tüm çirkefliklerini, bu arenada fütursuzca sergileyebiliyor ve istedikleri linci sorumsuzca gerçekleştirebiliyorlar.

Gemi azıya alan bu aşağılık güruhun en son linç ettiklerinden biri de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ailesi oldu. Lohusa bir hanımefendi ve yeni doğan bir bebeği için ağza alınmaz küfürler, hakaretler, tehditler ve nefret ifadeleri gırla gitti.

Her gün binlerce insanın şeref ve haysiyeti ayaklar altına alınıyor, akıl almaz iftiralara uğratılıyor, envaı çeşit yalan ve dolanla hayatlar karartılıyor, sokağa çıkamaz hale getirilen insanlar intiharın eşiğine getiriliyor.

Neymiş efendim? Bunlar yurtdışından yayın yapıyor. İyi de burası yolgeçen hanı mı?

Bunca keyfiliklerin pervasızca hüküm sürdüğü, tüm bu şirretlikleri yapanların yanında kâr kaldığı, hesabının bir şekilde sorulmadığı, sorulamadığı bizden başka bir ülke var mıdır?

Hatırlayın: 2014 yılında, Türkiye iki sosyal medya ağına erişim engeli getirdi diye başta ana muhalefetimiz olmak üzere, tüm hükümet karşıtları yeri göğü inlettiler.

Haberin Devamı

Alelacele Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, hükümetin bu tasarrufunu engellediler. Akılları sıra bunu basın hürriyeti, ifade hürriyeti ve açık toplum adına yaptılar.

Sorarım size: Türkiye, bir Almanya’dan, bir Fransa’dan daha mı ileri demokrasiye sahip? Bu ülkeler ABD menşeli sosyal medya platformları için kendi ülkelerinde şube açma zorunluluğunu ve vergi verme mükellefiyetini getirdi.

Aynı durum Türkiye’de söz konusu olunca, neden muhalefet ediliyor? Muhalefet bu denli kepazelikleri sahiplenmediğine ve savunmadığına göre, hükümetle el ele verip neden bir orta yol bulunmaz? Burada uzlaşamayacaksak, nerede uzlaşabiliriz?

Yalanın, hakaretin, iftiranın, lincin, karalamanın, sövmenin, şeref ve haysiyetleri paralamanın, namusları lekelemenin, onurları kirletmenin, insanları devletlerine karşı ayaklandırmanın neresi ifade hürriyeti?

Haberin Devamı

Hani birimizin hürriyetinin başladığı yerde, diğerinin hürriyeti sona eriyordu?

Cumhurbaşkanı’nın talebi üzerine, sosyal medyanın zararlarından korunmak için gerekli kanuni düzenlemeleri içeren kanun teklifi TBMM’de görüşülüyor. Bakalım muhalefetimiz, kendisinin de rahatsız olduğunu ifade ettiği gibi mahut kanuna destek verip katkı mı sağlayacak, yoksa her zaman yaptığı gibi bütünüyle karşı mı çıkacak?

Devlet vatandaşının şeref ve haysiyetini, şerefsiz ve haysiyetsizlerin tasallutundan korumakla görevlidir. Korumuyorsa ya da koruyamıyorsa, onurlu insanların haysiyetlerinin ayaklar altına alınmasına göz yummuş olur.

 

Yazarın Tüm Yazıları