Paylaş
AK Parti bir önceki seçime göre takriben 4 milyon dolayında oy kaybetti. CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinde ise, özellikle batı illerinde rekor katılım oldu. Dolayısıyla CHP, katılım açısından da bir noksanlık yaşamadı ve bu durum onun hanesine başarı olarak yazıldı.
AK Parti’nin kalesi konumundaki Orta Anadolu ve Doğu Anadolu illerinde ise vatandaş sandığa rağbet etmedi; bu durum da iktidar partilerine eksi, muhalefet ittifakına ise artı yazdı.
Vatandaşın küsmesinin sebeplerinin başında pahalılık gelmektedir; bir türlü önüne geçilemeyen ve halkı canından bezdiren pahalılık…
Yerinde 1-2 lira olan limonu vatandaş 18-20 liradan yemek zorunda kalıyor. Yerinde 3-4 lira olan soğanı 25-30 liradan yiyoruz.
Hani Hal Yasası çıkarılacaktı; bu yasa çıkarılmayarak kimler korunmaya çalışılıyor?
Zincir marketler çoğu ürünlerini direkt üreticiden (tarladan) alıyorlar. Aralarında anlaşarak fiyat belirledikleri tespit edildi. Sözde bunlara cezalar yazıldı, lakin yazılan o cezalar da vatandaşın sırtından çıktı. Zira mahut cezalar misliyle etiketlere yansıtıldı.
Cezalar asla caydırıcı değildir; sadece para cezası değil, hapis cezası gereklidir.
Serbest piyasa ekonomisi, başıboş piyasa demek değildir; ama bizde yeterli denetim olmadığından kelimenin tam anlamıyla piyasalar başıboştur.
Geçen sene 12.5 lira aldığımız ekşi mayalı ekmek 15 lira, bir ay sonra 20 lira, üç hafta sonra 30 lira, bir ay sonra 40 lira, şu anda 50 lira; daha nereye kadar, nasıl gideceğini biz de merak ediyoruz.
12.5 liradan 50 liraya gelinceye kadar, hiçbir merci ne fırına ne de markete bunun hesabını sormadı.
İnsanlar bugün aldığı bir ürünü yarın aynı fiyattan alamıyor; sebebini sorduğunda da fatura hükümete çıkarılıyor. Üstelik esnaf bir de FETÖ’cü ya da muhalefet partili ise bu fiyat artışından dolayı neredeyse düğün bayram ediyor.
Marketlerde kasanın başına gelen vatandaşın şikâyetlerine şahit oluyoruz. ‘Aldığımız üç parça şey, şu istenilen fiyata bakın!’, ‘Bin liranın yüz liralık hükmü kalmadı, pazara bin lira ile çıkıyoruz, elimiz boş dönüyoruz!’, ‘Dışarıda bir şey içmenin ve hele yemenin imkânı yok; bir çay olmuş 25 lira, bir acı kahve olmuş 70-80 lira, normal bir semt dükkânında bir kebabın fiyatı 400-500 lira olmuş.’
Kimse kusura bakmasın; kadının tenceresinde yemek yerine kahır kaynarsa, bu durum sandığa yansır; seçmen ya küsüp gitmez, giderse de oyunu ders verir şekilde kullanır!
12 milyon dolayında seçmenin sandığa gitmemesi başka ne ile izah edilebilir?
Paylaş