Rusya beklemede!

Geçen bu otuz yılın hikâyesine baktığımızda hak, hukuk, adalet adına insanlığımızdan utanıyor ve yarınlarımızdan daha çok endişe duyuyoruz.

Görmüyor musunuz, terörist devlet Ermenistan, dünyanın gözleri önünde savaş suçu işliyor, sivil yerleşim yerlerini füzelerle vuruyor, medeni(!) dünya sadece seyrediyor.

Bu Ermenistan da tıpkı İsrail gibi terörist bir devlet, hiçbir uluslararası kural tanımıyor ve işlediği tüm cinayetler yanına kâr kalıyor. Zira İsrail’in arkasında ABD, Ermenistan’ın arkasında da Rusya var.

Allah’tan şu andaki Ermenistan yönetimi Rusya karşıtı da Putin ayak sürüyor ve Paşinyan yönetiminin devrilmesini bekliyor. Zira Paşinyan’ı getiren Soros, Ermenistan’da olduğu gibi dünyanın çeşitli yerlerinde de ABD menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor.

Bu savaşta biz yalnızca su üzerindeki aysbergi görüyoruz, asıl buz kütlesi derinde ve küresel güçler arasında cereyan ediyor. Soros (ABD) istiyor ki Hazar bölgesinde savaş yayılsın ve Çin’in ve ilgili ülkelerin İpekyolu projesi çöksün!

Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki karayolu bağlantısı kesilsin, böylece güç birliği kuramasınlar.

Bir işin olmamasını isteyip sürüncemede kalmasını arzuluyorsanız o işi komisyona havale edin derler ya, bu otuz yıl süresince kurulan tüm komisyonlar, işi oyalamaktan başka bir şey yapmadılar.

O komisyonlarda vaktiyle Türkiye de yer aldı lakin ağırlığını koymadı veya koyamadı.

Bu durumdan Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de şikâyetçi, çıktığı bir televizyon programında aynen şöyle dedi: “Biz Türkiye’nin eşbaşkanlığını beklerdik ama olmadı. Şayet Türkiye bu görevi üstlenseydi, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ ihtilafı çoktan çözüme kavuşurdu.”

Ama artık ne Türkiye o eski Türkiye’dir ve ne de Azerbaycan o eski Azerbaycan’dır.

Zira bu müddet zarfında köprülerin altından çok sular aktı, Türkiye bölgesel bir güç oldu.

Ne Kafkaslarda, ne Ortadoğu’da ne de Akdeniz’de Türkiyesiz sorunlar çözümlenemez.

Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin söz konusu olduğu yerde artık hiç kimse Türkiye’siz karar alamaz ve Türkiye’ye dayatamaz.

Malum, eskiden sahada kazansak bile masada kaybediyorduk, kaybettiriliyorduk.

Kardeş Azerbaycan’ın topraklarına (Hocalı) saldırıldığında (1993), Türkiye, Azerbaycan’ı yalnız bıraktı. Azerbaycan ise yeni bağımsızlık ilan etmiş, kurulmakta olan bir devletti; ordusu, mühimmatı yoktu.

Durumu fırsat bilen Ermenistan, Rusya’nın da desteğiyle hemen her girdiği yerde       katliam yaparak Karabağ’ı bütünüyle işgal etti.

Bundan böyle sahada da masada da söz sahibi olan ve hak ve menfaatlerini kimseye kaptırmayan bir Türkiye var.

Üstelik bu Türkiye, her şeyiyle Azerbaycan’ın yanında olduğunu, olacağını deklare etti.

Azerbaycan, Türkiye’den satın aldığı SİHA’larla Ermenistan kuvvetlerine dünyayı dar ediyor.

Çok akıllı hareket eden Azerbaycan, Ermenistan’ın kurduğu tuzaklara düşmeden, tüm dünyanın gözü önünde, öz vatanında meşru müdafaa savaşı veriyor.

Ermenistan’ın onca sivil insan katliamlarına sabrediyor. Zira çok iyi biliyor ki o da Ermenistan’ın yaptığını yapsa (Ermenistan topraklarına füze atsa) o dakika suçlu ilan edilecek ve meşru müdafaa hakkını bile kaybedecektir.

Zira Ermenistan’ın insanlık suçu olan eylemlerini seyreden tüm şer odakları, Azerbaycan’ın bu denli bir yanlışa düşmesini dört gözle bekliyor.

Kavanoz dipli dünyamızın çivisi çoktan çıktı lakin bunu içimizdeki Fransızlara anlatamıyoruz!