Paylaş
Mahut medeniyetin sahibi iddiasındaki Batı ise, olaylara dürbünün tersinden bakıyor ve ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’ edasıyla gününü gün ediyordu.
Onlara göre, nasılsa Müslümanlar insan sayılmazlardı; ‘hayvancıkların’ ölmesi ve hatta telef edilmeleri gerekirdi.
Bu yüzden Batı, ne Afganistan’dan ne Bosna’dan ne Irak’tan ne Suriye’den ne Yemen’den ne Türkistan’dan ne Arakan’dan ve ne de Filistin’den ibret aldı.
Avrupa kıtası, 2. Büyük Savaş’tan sonra ilk defa Bosna savaşına sahne oldu; orada da hedef Müslümanlar olduğu için (Oysa Boşnaklar da mavi gözlü ve sarı saçlı idi!) ya seyirci kaldılar ya da yangına körükle gittiler.
Göklere yükselen mazlum ahlarının kendilerini de yakacağını hiç düşünmediler, hesaba katmadılar. Bu dünya böyle gelmiş böyle gider zannettiler.
İşte hiç beklenmedik bir anda alev topu, yine Avrupa’nın ortasına düştü. Üstelik bu kez iki ırkdaş ve dindaş arasında kıyasıya bir savaş başladı. Bu savaşı, Batı’nın doymak bilmeyen (ekmeğe, kana ve gözyaşına) emperyalistleri çıkardı.
Bu anlamsız savaşı ABD ile İngiltere, göz göre göre kışkırttı. Putin de Zelenski de oyuna getirildi. Zelenski’nin, oyuna mı getirildiği yoksa Batı’nın kendisine verdiği rolü mü oynadığı tam belli değildir. Şimdilik Batı, bir tiyatrocunun içinden savaş kahramanı (!) çıkardı.
Yarın tarihlerin ne yazacağını, bugünden kimse bilmiyor.
Savaş, savaşan iki tarafı bitirdiği gibi, Avrupa’yı ve hatta dünyaya da bitirmeye aday gözüküyor.
Dünya, 1929 krizinden daha büyük bir krizle karşı karşıyadır. Bu savaş, asla Rusya ile Ukrayna’nın savaşı değildir. Her iki ülke de küresel savaşın piyonudur.
Asıl savaş ABD ve İngiltere (Batı) ile Çin arasında yaşanmaktadır. Bu örtülü savaşta, Rusya ile Ukrayna çerez yapılmak istenmektedir.
Rusya’nın (a) planı tutmadı. Buna göre, savaş en fazla bir hafta sürecekti. Bu zaman sarfında, Zelenski ülkesini terk edecek ve Rusya yanlısı yönetim işbaşına getirilecekti.
Rusya da doğu Ukrayna’nın işgaliyle yetinecekti. (Donbas bölgesi) Rus yanlısı yeni Ukrayna yönetimi de NATO’ya üye olmayı aklından çıkaracaktı.
Bu plan tutmayınca, Rusya (b) planını yürürlüğe soktu. Buna göre Rusya Kiev’e girmeyecek; kuşatılan ülke çevreden bombalanarak, merkezi hükümet itaate zorlanacak.
Batı (ABD ve İngiltere) aynı sinsilikle savaşı körüklüyor. Sözde Ukrayna’ya silah, mühimmat ve para yardımında bulunuyorlar. ‘Sen, kendinden on misli büyüklükteki Rusya ile savaş; biz seni destekleyeceğiz’ kışkırtmasıyla; tavşana kaç, tazıya tut diyorlar.
Sadece Türkiye, her iki tarafa dostça ve basiretle yaklaşıyor ve onları, savaşın galibi olmaz diyerek barışa davet ediyor.
Putin de Zelenski de; kara gün dostu Erdoğan’ın sözüne kulak vermeli ve her iki ülke aleyhinde olan bu anlamsız savaşa son vermelidirler. Her iki ülke de, biri dizlerine kadar bir diğeri boğazına kadar bataklığa saplandı.
Bu günden tezi yok, zararın neresinden dönülürse kârdır.
İyi ki karşılıksız, gerçek dost eli uzatan ve her iki tarafı da aklıselime davet eden Türkiye ve onun başındaki Erdoğan var. Türkiye’nin, bu dost ve aklıselim çağrısına bir an önce olumlu yaklaşılmalı.
Zira yarın çok ama çok geç olabilir!
Paylaş