Paylaş
Üstün zekâsı sayesinde en acımasız canavarlardan çok daha vahşileşti ve daha korkunç bir hal aldı.
Yabani hayvanların en tehlikelisi, günümüz insanın yanında kuzu kalır.
Televizyonda haberleri izlerken, ekranda gösterilen Doğu Akdeniz’de, İsrail’in hemen yanı başında konuşlanan savaş gemilerinde dalgalanan ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa devletlerinin bayraklarını gördükçe insanlığımdan utanıyorum.
Ve kendi kendime: ‘Ya bunlar insan değil ya ben insan değilim’, diyorum.
Ve eğer bunlar insan sayılacaksa, olmaz olsun ve yerin dibine batsın o insanlık!
Savunmasız bir ceylan yavrusunun etrafını, kanlar sızan dişleriyle çevreleyen bu sırtlan sürüsü; bir de utanmadan, dünyaya insan hakları, hak hukuk dersleri vermeye kalkışıyor.
Bütün bu zorba takımına söylenecek tek şey: Siz önce insan olun, ondan sonra insanlık dersi vermeye yeltenin!
Meğer, güneş kaybolup ortalık kararınca, Hak gidip batıl gelince, mazlumların hamisi ve sığınağı Türkler gidip İngiliz, Amerikalı ve diğerleri gelince meydan yeri insan görünümlü en vahşi canavar sürülerine kalırmış.
Erler gidince, er meydanını canavar sürüleri doldururmuş.
Topkapı Sarayı’ndaki Adalet Kulesi’nin ışıklarına zift dökülüp söndürülünce, dünyanın dört bir yanında zulüm ayyuka çıkarmış.
Bugün tüm dünyanın gözleri önünde sergilenen Evangelist destekli Siyonist vahşetinin bir benzeri tarihte görülmemiştir. İnsanoğlunun geliştirdiği en ölümcül, kan kusan silahlarla kundaktaki bebekler, kadınlar, çocuklar ve masum siviller, kitleler halinde katlediliyor.
Hem de sokak sokak, mahalle mahalle yerleşim yerleri yer ile yeksan ediliyor.
Hani savaşın hukuku vardı? Hani hastanelere, okullara, kadınlara, çocuklara, bebeklere dokunulmazdı?
Küvözdeki bebekleri top ateşiyle paramparça eden bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Hangi insanlıktan bahsediyoruz? Bunlar, birbirlerinin canlarına musallat olan hayvanlar kadar bile olamazlar. Zira en vahşi hayvan bile sürüden birini avlar ve onunla yetinir.
Bu insan müsveddeleri ise, kendilerinden olmayan insanların köklerini kazımak, nam ve nişanlarını dünyadan silmek için saldırıyor.
İşlenen bu en adi ve soysuz cinayetler karşısında hiç kimse masum değil. Çin de değil, Rusya da değil. Zira onlar da bu haksızlık karşısında susup şeytan olmayı yeğlediler.
Lal kesilen tüm dünya ülkeleri, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek gününü gün etmenin derdinde.
Bu zulme dur denmezse, en kısa zamanda sıra diğer ülkelere gelecek ve bu katliam, önce bölgesel ve ardından küresel boyutlara erişecek.
Yılanın başı küçükken ezilmezse, yarın ejderha halini alıp herkesi yutar hale gelecek.
Ve o zaman eyvah para etmeyecek!
Evet; bugün değilse ne zaman?
İnsanlık öldüğüne göre, belli ki hiçbir zaman!
Paylaş