İnsan nereye koşuyor?

Cemil Meriç bu hali “Umrandan uygarlığa!” diye özetlemişti.

Haberin Devamı

Tarih kitaplarında işlenen tez temelinden yanlış, çürük ve batıldır. İnsanoğlu gelenekten kopup moderniteye eriştiğinde, inşa ettiği dönüşüm ve değişim bu halin tipik göstergesidir.

Yani insanoğlu ilkellikten, yabanilikten ve vahşetten evrile evrile günümüze gelmiyor. Zira ilk insan Hz. Âdem, peygamberdi ve meleklerin dahi bilmedikleri kendisine öğretilmişti.

Evde yaşardı ve çocukları ile çiftçilik yapardı.

Din kitaplarının bildirdiğine göre Cebrail ismindeki melek, kendisine 12 kez gelmiş ve ona fizik, kimya, eczacılık, tıp ve matematik öğretmiştir. Kâbe’yi ilk inşa eden odur.

Bugün nasıl ki dünyanın çeşitli yerlerinde ilkel kabileler varsa, eskiden de medeni yaşayanlar olduğu gibi ilkel yaşayanlar da vardı.

Asıl konumuza dönecek olursak, yani dünle bugünün mukayesesini yaptığımızda, daha mı medeni olduk, yoksa daha mı ilkelleştik?

Haberin Devamı

Bu sorunun cevabı, eskilerin şu ifadesinde vardır: “Zahir mamur, batın harap!” Yani dış görünüş mükemmel, aydınlık ve göz kamaştırıcı, iç dünyası ise berbat, kapkaranlık ve hüzün dolu.

İnsanoğlu maddeyi bulup en mükemmel şekilde geliştirdi ama asıl görevini yapıp onu hükmü altına alacağına, onun emrine girdi.

Başka bir ifadeyle, beldeleri imar edip refah seviyesini arttırmasına rağmen mutlu olamadı.

Maddenin tahakkümündeki insan nasıl mutlu olabilir ki?

Zira yaratılış gayesine aykırı davranıyor; balığı sudan çıkarırsanız yaşayabilir mi?

Evrende her şey insanoğlunun emrine verildi, insan da Yaradanının emrine amade kılındı.

İnsan Rabbini unuttuğu gibi emri altında olacaklarının emrine girdi ve hatta onları Rab edindi.

Böyle yapmakla insan, gerçekte kendi felaketini hazırladı. Dünyasını cehenneme çevirdi.

İşte bütün bunlardan dolayıdır ki hak güçlünündür, zayıf ezilmeye ve yok edilmeye mahkûmdur.

Zalimler dipdiri, mazlumlar sahipsiz ve perişandır.

Kurt taksiminin yapıldığı dünyada, altta kalanların feryatları arşı titretiyor, kimsenin umurunda değil. Hiç kimse kurda karşı gelelim diye düşünmüyor, bunun hesaplarını yapmıyor. Bilakis kurda, kurtlara yaranmak için el ovuşturuluyor.

Haberin Devamı

İnsanlar için değerli olan şey madde olunca ve madde için yaşanılınca, birbirlerine olan sevgilerini kaybettiler, onun yerine nefreti ve ötekileştirmeyi yeğlediler.

Bu nefret ve duyarsızlık, insanoğlunda olduğu müddetçe daha çok Aylan bebeklerin cesetleri sahillere vurur.

Kimyasal silahlarla siviller katledilir, varil bombalarıyla plajdaki çocuklar öldürülür.

Gazeteciler konsolosluklarda asit kazanlarında eritilir ve bu denli iğrenç eylemler medeni(!) dünyada görmezlikten gelinir.

Vicdanları körelmiş katiller, cuma namazını kılmakta olan onca insana kurşun yağdırır.

Zalimlere satılmış, gözü dönmüş caniler, sözde Müslümanlık adına “Allahuekber” diyerek Müslümanları boğazlar.

Haberin Devamı

İnsanoğlunun kendi elleriyle tanrılaştırdığı sahte ilahlar, bunca kurbanla doyar mı dersiniz?

Nerdeee?

Durun bakalım, bunlar daha başlangıç!

İnsanoğlu ektiğini biçiyor.

Uygarlığa mı, ilkelliğe mi gittiğine siz karar verin.

Yazarın Tüm Yazıları