Paylaş
Cinler arası diyalog, ‘iyi polis-kötü polis’ oyunuyla onlarca yıl boyunca devam etti. Tek kutuplu kalan dünyada ise oyunların çoğunu ABD, İsrail’le birlikte oynuyor. Cumhuriyetçi ve Demokrat başkanlar ile veya aynı partiden eski ve yenisi arasında ve tabiatıyla ABD’li kurumlarla ve ABD merkezli uluslararası kuruluşlar marifetiyle bu oyun, biteviye sürdürülüyor.
Birinin ak deyip kurduğunu, diğeri pekâlâ kara deyip yıkabiliyor. Zira geçer akçe “Ben dedim oldu” mantığıdır.
Trump alışılagelmiş başkanlara benzemiyor, bundan dolayı da başkanlık süresini tamamlayıp tamamlayamayacağı tartışılıyor. Zira fincancı katırlarını ürkütmekten korkmadan son söyleyeceğini en başta söyleyiveriyor.
Bu cinler, birinci ve ikinci büyük savaşlardan sonra ülkelerin kılcal damarlarına kadar yerleştirildi; çarpmadıkları ülke yok!
Şu anda dünya üzerinde verilmekte olan savaş cinlerin padişahı olan İblis’in ve avanelerinin ülkelerin damarlarından çıkarılması için yapılan milli hamlelerdir.
Cinin iddiası, dünyayı koruyup gözettiği ve ülkelerin varlıklarını, kendinin sayesinde sürdürebildikleri keyfiyetidir. Bunu da gizlemeden açıkça ve hatta küstahça söylüyor.
Fransa’ya “Biz olmasaydık bugün Almanca konuşuyor olacaktınız”, Suudi kralına “Ben olmasam iki hafta yaşayamazsın” diyen ABD, tüm dünyaya gözdağı verirken “Aman ha, haracımı kesmeyin, sürekli itaat halinde olun” ihtarında bulunuyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın en açıkgöz ve semiz cini İngiltere, bu günkü kocamış haliyle maskara olmamak için AB’den ayrılma kararı aldı: Brexit.
Cini içinden çıkarmaya çalışan tüm ülkelere, ABD yeni cinler musallat edip karışıklıklar çıkarıyor.
Canını canavarın elinden kurtarmaya çalışan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Bundan dolayıdır ki içerisinde envaiçeşit darbeler düzenlenip, dışarıda da savaşa zorlanıyor.
Eğer Türkiye eski güçsüz halinde kalsaydı, şimdiye kadar çoktan paramparça edilmiş olacaktı.
Güçsüz bir Türkiye, ABD’ye rağmen S-400 füze savunma sistemini Rusya’dan alamazdı. Güçsüz bir Türkiye, dünya üzerindeki hiçbir ülkeyle kendi milli parasıyla ticaret kararı alamazdı.
Güçsüz Türkiye, kendisine yönelik tehditlere karşı sınır ötesinde operasyonlar düzenleyemez; aksine, terör örgütlerinin içimizde gerçekleştireceği eylemlere seyirci kalırdı.
Aslında başta İngiltere olmak üzere, AB ülkeleri de cinin baskı ve dayatmalarından rahatsız. Trump’ın pervasız çıkış ve dayatmalarının onların akıllarını başlarına devşirmeye yetip yetmeyeceğini bekleyip göreceğiz.
AB ordusunu dillendiren Fransa’ya sarı yeleklilerin musallat edilmesi tesadüf değil!
AB ülkeleri, Türkiye’nin kendileri için ne denli gerekli olduğunu bir an önce görüp, bu İblis’ten korunmanın yol ve yordamını bulmaya çalışmak yerine, İblis’ten aldıkları işaretle Türkiye’ye karşı yeni yaptırımlar peşindeler.
Menfaatlerine dokunulduğunda kendi aralarında ayrışsalar bile Türkiye söz konusu olduğunda, hepsinin tek millet halinde karşımıza dikildiklerini görüyoruz.
Türkiye şişenin kapağını açtı, artık tüm büyücüler görev başına!
Paylaş