Paylaş
Sosyal medya ağlarının çoğalması ve bunları milyonlarca kişinin kullanması ile birlikte, bilgi kirliliği devasa boyutlara ulaştı. Artık kimin neyi nasıl ve niçin dediği belli değil.
Enformasyon, yani haberleşme ve bilgilendirme konusunda maalesef yetersiziz.
Biz daha Kıbrıs gibi milli bir konumuzu KKTC’ye cumhurbaşkanı yaptığımız adama bile anlatamamışız. Ondan sonra da kalkıyoruz ve diyoruz ki “Yahu! Bu KKTC’yi neden Türkiye’den başka tanıyan bir ülke yok?”
Mustafa Akıncı’nın yavelerine bakarsanız KKTC’yi tanımayan ülkelere değil, tanıyanların olmasına şaşarsınız.
Adamın ettiği şu lafa bakın: “Biz adına ‘Barış Harekâtı’ desek de 1974’te yaşanan bir savaştı ve akan kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır.”
Ey Mustafa Akıncı! Türkiye durup dururken mi Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı? Rumlar, Türklere saldırdığında akıttıkları kan değil miydi? Akan o kanın durdurulması için yapılmadı mı o harekât?
Nitekim o gün bugündür Kıbrıs’ta kan akmıyor ve sen o kan akmayan yerin kuzey kısmında cumhurbaşkanlığı yapıyorsun!
Sizin orada ne derler bilmem ama bizim buralarda velinimetini inkâr edene en hafifinden ‘nankör’ derler.
PKK-YPG-PYD terör örgütlerinin 35 senedir bu ülkede akıttıkları nedir? Yoksa senin nezdinde çoluk-çocuk, kadın, yaşlı demeden akıtılan masum kanının hiçbir değeri yok mudur?
İşte sana ve senin gibilere bu denli vahametleri anlatamadığımız ve daha doğrusu anlamadığınız ve anlamak istemediğiniz için, anladığınız dile ihtiyaç duyduk.
O da bizim Ziya Paşa’nın ifade ettiği gibi: “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!”
Ne hazindir ki Mustafa Akıncı bu denli talihsiz açıklamasında yalnız değil. İçimizdeki bir kısım sivil toplum kuruluşları da aynı yaveleri gevelediler.
Terör örgütleri benim ülkemin sınır boyunca terör koridoru oluşturacaklar ve oradan benim topraklarıma mermi, havan topu, füze yağdıracaklar; onlarca masum insanın kanını dökecekler ve ben buna seyirci kalacağım öyle mi?
İşimiz gerçekten zor. Baksanıza, davalarımızın haklılığını daha içimizdekilere anlatamamışız.
Oysa içeride tek yumruk olup hep birlikte dışa açılmalıydık. Zira dışarıda müthiş algı operasyonları yapılıyor ve Türklerin Kürtleri kestiği beyinlere kazınıyor. Değil dışarıdaki ülkelerin halkları, başkan ve başbakanları bile gerçeklerden bihaberler.
Resmi ve sivil tüm iletişim kanallarımızla seferberlik başlatıp hakkımızdaki bu denli kötü propagandaların önüne geçmeliyiz.
İçimizdeki aymazların haline bakıp haklılığımızın bir şey ifade etmediğini bilelim ve gerçekleri en yüksek seda ile tüm dünyaya haykıralım.
Paylaş