Paylaş
Vaktiyle Osmanlının uyguladığı ‘Devşirme’ modelini, bize karşı adeta bir maden gibi işleterek; kardeşi kardeşe, evladı babaya-anneye, memuru amire ve daha önemlisi ülkenin memurunu ve güvenlik güçlerini devletine karşı düşman ettiler.
Tek kelime ile kaleyi içinden fethettiler.
İki ordunun karşılaşmasında, ordu komutanının kendi askerine silahı kafalarına dayayıp ateş komutunu verip hepsinin birden ölmesinden daha korkunç bir zayiatla karşı karşıyayız.
Zira bu kıyım anında bitmiyor ve bu acı dinmiyor. Kanser illeti gibi, vücudun hemen her tarafına metastaz yapmış.
Sahte de olsa, bir şey din referanslı ise, onun yansımaları uzun yıllar ve hatta yüz yıllar boyu sürer. Vaktiyle Hıristiyanlık da yasaklanmıştı, bu dinin mensupları görüldükleri yerde öldürülüyor veya envaiçeşit işkencelerden geçirilip ölümlerden ölüm beğendiriliyordu.
Dünya üzerinde hiçbir yerde kendilerine hayat hakkı tanınmadı. Ne oldu? Bitti mi Hıristiyanlık?
Yerin altına çekildi, on yıllar boyunca kuytularda, dehlizlerde, mahzenlerde için için oluştular. Dünyanın en gizli ve karanlık tarikatı olan Cizvitler böyle oluştu.
Bugünkü dünyada Hıristiyanlığın nereye geldiği cümle alemin malumudur.
FETÖ’nün de en iyi bildiği ve uyguladığı yöntem, malum takiyedir; yani gizlenmek.
Saddam döneminde Irak’ta da, aynı yöntemle ‘Kesnizani’ (kimse bilmiyor-kimsenin bilmediği) tarikatı kurulmuş ve askeriye dahil tüm devlet kurum ve kuruluşlarına nüfuz etmişti. Türkiye, kuzeyden girişe müsaade etmeyince, ABD askeri, Irak’ın güneyinden girip Bağdat’a doğru ilerledi.
Bölgesinde korku salan lakin komuta heyetiyle Kesnizani olan Saddam’ın ordusu tek kurşun atmadan teslim oldu.
FETÖ elebaşı F. Gülen ölse ve hatta ABD yıkılıp yer ile yeksan olsa bile, iliklerimize kadar nüfuz etmiş bulunan FETÖ belası bitmez.
Önceki yazıda işaret etmiştik, milyon kere işaret etsek azdır. Bunların yapılandıkları en tehlikeli yerlerden biri de üniversitelerdir. Zira bunlar devri iktidarlarında tüm yandaşlarına dr., doçent, prof. unvanlarını bol keseden dağıttılar.
Bizler istediğimiz kadar FETÖ’ye karşı olalım; üniversitelerdeki evlatlarımız FETÖ’cü öğretim üyelerinin elinde ise, bizim en şiddetli mücadelemiz bile bir şey ifade etmeyecektir.
Zira, geleceğimizi onlara teslim ediyoruz.
MİT, Askeriye’de ve Emniyet’te yaptığı çalışmayı YÖK’te ve üniversitelerde de aynen sürdürmeli ve kangren olmuş bu uzuvlar kesilip atılmalıdır.
Paylaş