Paylaş
Erdoğan’a kadar hep böyleleri siyasette söz sahibi oldu; geriden gelenler de ister istemez onları takip etti ve böylece siyaset de şirazesinden çıkmış oldu.
Tarihler, Sayın Erdoğan’ı ‘Tabuları yıkan adam’ ve Türkiye’de demokrasiyi rayına oturtan diye yazacak. İlk yıktığı tabu da, siyaset insanındaki anlaşılmaz, muamma, karanlık olan bu haldir.
Siyaset, nefislerin ayyuka çıktığı ve kişiyi zıvanadan çıkaran bir meslek olup öyle her babayiğidin harcı değildir. Bunun için de, kişilerin maddeten ve manen temiz ve örnek şahsiyetler olmaları gerekir. Malum şöhreti ve parayı herkes taşıyamaz.
Partiyi kur, bir sene sonrasında seçimlere gir, tek başına iktidara gel ve bunu 20 yıl boyunca sürdür. Partin ve kendin dimdik ayakta kal ve halen aranan kişi ve parti olmaya devam et.
Bu arada milletimizin kadirşinaslığını unutmayalım; milletimiz engin öngörüsü ile kendisine sevdalı liderini buldu; ona ve davasına kendisini ölümüne adadı. Demokrasi tarihimizde, bu denli bir teveccühe layık olabilen bir lider hatırlamıyoruz.
Sayın Erdoğan’dan önceki liderlere de (Menderes-Demirel- Erbakan) darbeler yapılmış lakin bunlardan hiçbirisi milleti arkasına alamamış, milletin emanetine gerektiği gibi sahip çıkamamıştır.
İlk defa, Sayın Erdoğan ‘Ölümüne!’ diyerek, milleti sokaklara dökmüş ve yapılmak istenen onca darbe girişimleri ‘lider-millet el ele’ vererek durdurulabilmiştir.
Sayın Erdoğan, kaptanlığını yaptığı AK Parti gemisini, onca badirelere ve saldırılara karşı, salimen sahile çıkarmıştır. Girdiği tüm seçimleri kazanmış ve milletine vaat ettiği her şeyi yerine getirmiştir.
AK Parti gemisine tek bir torpido bile isabet ettirmemiş lakin buna rağmen gemiden atlayanlar olmuştur. Bunlardan çoğu boğulmuş ve siyaset arenasından silinmişlerdir, kalan bir kısmı da düştükleri bataklıkta çırpınmaktadır.
Bölgesel ve küresel meseleleri liderlerle en çok görüşüp değerlendiren ve en uzun süre iktidarda kalıp tecrübe sahibi olan lider Sayın Erdoğan’dır. Erdoğan, iç politikada nasılsa, dış politikada da aynıdır; orada da yalpalayan, yalancı, kaypak liderlerle bir daha görüşmüyor.
Bu denli engin tecrübesiyle başarılamayanları başarıyor ve onun başarıları karşısında tüm dünya parmak ısırıp gıpta ile bakıyor.
İşte savaş halindeki ülke yetkililerini bir araya getirdi ve böylece, dünyadaki gıda krizi aşılıyor.
Rusya, Ukrayna ve NATO ülkelerinin liderleri, Sayın Erdoğan’a saygı duyuyor ve güven besliyorlar. Bunun da sebebi, Erdoğan’ın samimi, içten, sözünün eri ve daha önemlisi, yirmi yılda inşa ettiği güçlü Türkiye’nin temsilcisi olmasıdır.
Bundan dolayı da Nobel’e aday gösterilmesi vurgulanıyor.
Onlar da biliyor ki, Sayın Erdoğan söylediğini yapar; zira kendisinde sarsılmaz bir irade, arkasında da ona gönül vermiş bir millet ve dostlara güven, düşmanlara korku salan bir devlet var.
Bakınız koca Avrupa yakacak gaz bulamazken, Türkiye kendi gazıyla ısınmanın heyecanını yaşıyor.
Kendi İHA’sını, SİHA’sını, uçak gemisini, tankını, topunu, tüfeğini, füzesini, otomobilini, uçağını, trenini, dijital savaş sistemlerini ve daha nicelerini yapmanın haklı övüncünü yaşıyor.
Erdoğan’dan önceki Türkiye ile Erdoğan’dan sonraki Türkiye’ye bakıp da farkı görmeyen ve hakkı teslim etmeyenlere söylenebilecek tek söz var:
İnsaf!
Paylaş