Paylaş
Gerçekten dünyanın çivisi çıktı, eski düzene ait tüm kurum ve kuruluşlar köhnedi ve şirazelerinden çıktılar.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Batı sonrası döneme geçiyoruz. Herkes buna hazırlıklı olsun!” diye boşuna söylemedi.
Batı’nın batırıp bütün bir insanlığı zifiri karanlığa gömdüğü güneşi, yeniden, Doğu’dan doğdurmaya mecbur ve hatta mahkûmuz.
Zira adalet sırra kadem basmış, zulüm altında inleyen insanların feryatları arşa yükseldi.
Dünyaya sözde nizam veren koca ABD, İsrail’in dümen suyuna girerek akla ziyan işler yapıyor: Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni İsrail’e verdiğini açıklıyor. ABD Başkanı Trump, İslam dünyasından gelen tüm tepkilere karşın Kudüs’ü İsrail’in resmi başkenti olarak tanıdı ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıdı.
İsrail, gerçekte Filistin topraklarını işgalle kurulan bir devlettir. Buna rağmen, hiçbir zaman kabına sığmamış, devlet terörü uygulayarak topraklarını genişletmiş ve bugün gelinen nokta itibarıyla da Filistin’i tümüyle ortadan kaldırmayı sürdürmektedir.
ABD, aldığı skandal bir kararla, İsrail’in Filistin’i ilhak etmesine göz yumacağını açıkladı.
İsrail, kirli emelleri doğrultusunda ABD’yi, yalnızca kendisi gibi terör devletiyle değil, terör örgütleriyle de işbirliğine sokarak bölgenin tek hâkimi olmayı hedeflemektedir.
Bunu Irak’ta başardı. Irak’ı üçe böldü, ‘arz-ı mev’ud’a uzanan kuzey kısmında, uydu bir Kürt devleti kurdu.
Şimdi de bunun aynını Suriye’nin kuzeyinde deniyor. ABD ve İsrail’in ortak amacı, Suriye’yi de üçe bölmek ve burada da bir uydu Kürt devleti kurmaktır.
Dikkat edin, ABD, bu yüz karası işi PKK-PYD ile yapıyor. Yani terör örgütlerine sözde devlet kurdurmak istiyor. Bunu da kendi parasıyla değil, Suriye’de işgal ettiği petrol parasıyla -ki, o petrolü de İsrail eliyle pazarlayacak- karşılayacak.
ABD ve İsrail böylece çayın taşı ile çayın kuşunu vurmuş olacaklar.
Yine bakın, ABD, İran’a karşı PEJAK’ı, Türkiye’ye karşı PKK-PYD’yi kullanarak İsrail’in elini kolaylaştırıyor.
Asıl amaç bu ama dünyaya gösterilen ise sözde DAEŞ’le mücadele. Oysa ABD Başkanı Trump da açıkladı, DAEŞ’i Obama yani ABD kurdu ve silahlandırdı.
Şimdi de tavşana kaç, tazıya tut diyor.
Hani zor oyunu bozar denir ya, Türkiye gerçekten büyük bir oyunu bozdu. Üstelik bu oyunun içinde ABD ve İsrail olduğu gibi, Rusya ve AB ülkeleri de var.
Türkiye, son derece başarılı askeri harekâtlarının yanında yürüttüğü şahsiyetli dış politika ile yalnızca oyun bozmakla kalmadı, bundan böyle bölgesinde gelişecek tüm olayların da oyun kurucuları arasında yer aldı.
Artık Türkiye’siz bir Suriye düşünülemez.
Türkiye’siz bir Ortadoğu da düşünülemez.
Paylaş