Paylaş
Ekrem İmamoğlu ise,Kılıçdaroğlu’ndan da baskın çıkarak CHP’yi bölücü partinin yörüngesine soktu. Hırsı öylesine aklını örttü ki; Türkiye’nin kurucu partisini, DEM Parti’ye peşkeş çekmekte en ufak bir beis görmüyor.
Bu durumu fırsat bilen DEM Parti de CHP’yi parmağında oynatıyor.
Dağdaki teröristlerin emrinde siyaset yapan DEM Partilinin şu hezeyanına bakar mısınız; ‘Türkiye’de ve Kürdistan’da adaylarımızı belirliyoruz!’
İşte CHP ile DEM Parti’nin birlikte yapmış oldukları seçim işbirliğinin özeti.
CHP’nin iplerini ele geçiren DEM Parti bununla da yetinmeyip bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını da CHP’ye dayatıyor.
Partinin dümen suyuna giren CHP, teröristleri inlerinde vurmak için hazırlanan tezkerelere Meclis’te ‘Hayır’ diyor ve terörü ve teröristleri lanetleyen ortak bildiriye imza atmıyor.
Bütün bu aymazlıkları DEM’i küstürmemek adına yapıyor.
CHP, İYİ Parti kadar bile olamıyor; zira İYİ Parti kendine güveniyor ve üçüncü bir yol arayışına tek başına giriyor.
Asırlık parti olan CHP is kendine güvenemiyor ve bu güvensizlik onu bölücü partinin kucağına itiyor. CHP, DEM Parti’nin desteği olmada en ufak bir varlık gösteremeyeceğini ve seçimlerde sandığa gömüleceğini biliyor.
Bu yüzden de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği gibi; “Ülkenin ve milletin aleyhine her işte CHP ve DEM birlikte hareket ediyor. Aynı şekilde ülkenin ve milletin lehine ne iş varsa hepsine de yine CHP ve DEM birlikte takoz koyuyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm imkânlarıyla CHP’yi güdümüne alan İmamoğlu’nun hırsı ve kibri aklını öylesine örtmüş ki kendisini dev aynasında görmeye başlamış ve “İstanbul Büyükşehir Başkanı gerekirse bir elinde ayı, bir elinde de güneşi tutar” demeye başlamıştır.
Güneşi, ayı bırak beş yıldır başkanlık makamındasın İstanbul’a ne yaptın, gözle görülür bir tek hizmetini söyleyebilir misin? Bir de utanmadan kalkmış “Türkiye’nin ve İstanbul’un tek bir beka sorunu vardır, o da depremdir” diyorsun.
Beka sorunu dediğin deprem ve onun gereği olan kentsel dönüşüm için verdiğin sözde durmadığın gibi, kentsel dönüşümü beldelerinde kuvveden fiile çıkaran AK Partili belediye başkanlarını mahkemeye verdin.
CHP’deki üç başlılık, DEM Parti’yle olan adaylık yarışını at pazarlıklarının sonucu olarak kıran kırana bir mücadeye dönüştürdü. Adaylar, kazananı ve kaybedenleri olarak hizmet ve proje yarışı yerine birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek yarışına girişti.
Daha da vahimi ise CHP, büyükşehirlerdeki bir kısım belediye başkanlıklarını altın tepsi içinde DEM Parti’ye sunuyor.
CHP’nin bindiği bu DEM alameti, kendisini hızla kıyamete doğru götürüyor!
Ne diyelim; kendi düşen ağlamaz.
CHP’nin yaptığı düşmekten öte intihar.
Paylaş