Paylaş
Bu kafayla da sittin sene sonra yine olamazlar. CHP, bu ülkede iktidar olmadı mı? Elbette oldu, hem de uzun yıllar boyu (27 yıl) tek başına oldu. Ama o vakitler, CHP’den başka bir parti yoktu. CHP yöneticileri, kendilerinden başkasının, ayrı bir parti kurmalarına da müsaade etmediler.
Ne zaman ki halkın önüne serbest sandıklar kondu (1950), CHP boyunun ölçüsünü aldı. Hem öyle bir aldı ki o gün bugündür yapılan tüm serbest seçimlerin hiçbirisinde CHP, seçim kazanmadı.
Bu müddet esnasında (tam 73 yıldır), CHP iktidar olamadı ama muktedir oldu. Kendisinden yaptığı bürokrasi sayesinde, CHP zihniyeti muktedir olmayı hep sürdürdü.
Ayrıca her on yılda bir yapılan darbelerle de, CHP zihniyeti iktidara taşındı. CHP, milletten oy alamıyor ama silah zoruyla pekâlâ iktidar olabiliyordu.
Bundan dolayıdır ki, CHP’nin halkın oylarıyla iktidara gelmek gibi bir niyeti olmadı. Halktan karşılık göremeyeceklerini bildiklerinden, halka rağmen iktidar olmanın peşine düştüler.
Vaktiyle oluşturdukları bürokratik oligarşi ve darbeler sayesinde, mahut iktidarlarını sürdürdüler.
İşte bu denli demokrasicilik oyunu, 2002 yılında iktidara gelen AK Parti dönemine kadar sürdü. Baktılar ki Sayın Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti hükümetleri, eski liderlere ve hükümetlere benzemiyor. Hem iktidar ve hem de muktedir olmak için siyaset üretiyor ve bunda da başarılı oluyorlar.
Mecburen iktidar arayışına girdiler; bu yüzden Deniz Baykal’a kaset kumpası kurup görevden el çektirdiler. Yerine de, işte bu Kılıçdaroğlu’nu (Kasetle gelen Genel Başkan) buldular.
Ona, CHP’yi dönüştürttüler; takıyye de olsa halka ve halkın değerlerine saygılı politika üret diye sıkı sıkıya tembihlediler. O, denilenleri harfiyen yaptı ve CHP’yi çığrından çıkardı.
Öylesine bukalemun gibi davrandı ki, hangi görüşte olurlarsa olsunlar tüm Erdoğan düşmanlarını yanına almayı becerdi. Zira artık o, çiftçi Kemal’di, demokrat amcaydı, Gandi Kemal’di, Aleviydi, Cuma namazına giden Sünni görünümlüydü, başörtüsü sorununu çözendi, oruçsuz da olsa, oruçlu Saadet Partililerin iftarında oruç açandı, kandil gecesinde aynı Müslümanlar tarafından Cumhurbaşkanlığı’na adaylığı ilan edilendi, FETÖ’cülere ve bölücülere kol kanat gerendi.
Kılıçdaroğlu zoru başarmıştı, içerideki ve dışarıdaki tüm destekleri sağlamış ve iktidar yolunu açmıştı.
Anket şirketleri, müjdeli sonuçları verme yarışına girmişti. Kılıçdaroğlu’nun kendisi de etrafı da kesinkes kazanacaklarına inanmıştı.
Hatta seçim gecesi, Ankara ve İstanbul’un belediye başkanları, dereyi görmeye bile tenezzül etmeden, ekranlara çıkıp Kılıçdaroğlu’nu ‘13. Cumhurbaşkanımız’ olarak ilan ettiler.
Seçim sonuçlarından öylesine emindiler ki, utanmadan hak gaspçılığını göze alabildiler.
Bu kez de ‘Adam kazanınca’, Kılıçdaroğlu fabrika ayarlarına dönmekten başka çare bulamadı ve suçu yine seçmene, köylü ve kasabalı seçmene yükledi. Yine halka tepeden baktı ve kendisine oy vermeyen milyonlarca insana hakaret etmeyi maharet bildi.
Bu demektir ki Kılıçdaroğlu’yla da olsa CHP bir sittin sene daha iktidar yüzü görmek istemiyor.
Sayın Erdoğan sayesinde ‘muktedir’ olmaları da ellerinden gidince, artık sıradan bir muhalefet partisi olabilirler.
Meral Akşener, Kılıçdaroğlu eliyle CHP’nin bu durumlara düşeceğini görmüş ve ana muhalefete oynamıştı ancak yersiz ve tuhaf oynamaları, onun da hevesini kursağında bıraktı!
Paylaş