Paylaş
Nitekim olamadılar da.
Vesayet altındaki ülkelerde, sözde yöneticilerin borusu sadece kendi halklarına öter. Dışarıdaki ağababaları bunları kukla gibi oynatır ve kendi halklarına zulmettirir.
Tüm bu riyakârca oyunlar sergilenirken, bir taraftan da suret-i haktan gözükürler. Bu yüzden yalan makinesidirler. Doğruluk ve samimiyet bunların semtlerine bile uğramamıştır.
Vesayette birleşen yolların aslı dayatmadır; gerçek ifadesiyle faşizmdir.
Taliban Afganistan’ı ele geçirdi diye bizdeki tersinden özdeşleri hop oturup hop kalktılar. Taliban’ın özellikle kadınlara yaptıkları zulümleri ayyuka çıkararak bizdeki rejime, laikliğe övgüler düzdüler.
Bütün bunları da özgürlük ve insan hakları adına yaptıklarını söylediler ve söylemeye devam ediyorlar.
Çok değil, 15-20 yıl evvel ülkemizdeki başı kapalı kadınlara uygulanan yasak ve şiddet, hangi özgürlüğe ve insan haklarına sığardı?
Yıllar yılı, bu ülkenin başı kapalı kadınlarına zulmedilmedi mi? Eğitim hakları ellerinden alınmadı mı? Devlet dairelerinde ve üniversite kapılarında horlanıp aşağılanmadılar mı?
Başörtülü kızlarımız için üniversitelerde ikna odaları kuruldu.
Halkın oylarıyla seçilen başı örtülü milletvekili TBMM’den kovuldu; yetmedi, Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
Başörtülü şehit anneleri askeri törenlere alınmadı, bir vesile ile içeri girebilenler hakaret edilerek kovuldular.
Askeri lojmanlarda başörtülüler için cadı avı başlatılmıştı. Başörtülü avukatlar mahkeme salonlarından çıkarıldı.
Ezcümle mahut zihniyet, başörtülü kadınları görmek istemedi, yok saydı. Kadınlarımıza karşı psikolojik savaş uygulandı ve kerli ferli insanlar bu yasakları savundu.
Ülkemizin Cumhurbaşkanı, başörtülüler için ‘Suudi Arabistan’a gitsinler’ diyerek anayasal suç işledi. Zira halkının bir kesimini ötekileştirdi ve onların cumhurbaşkanı olmadığını ima etti.
Şimdi bu zihniyet kalkmış Afganistan’daki kadınlar için timsah gözyaşları döküyor.
Mahut zihniyet özgürlük diye, laiklik diye kendi yaşam tarzlarını ve o yöndeki dayatmalarını anlıyor.
Bu kafayı tanıyoruz; bu kafaya göre seçimi kendi partileri kazanırsa demokrasi vardır. Bunun tersi olursa yani rakip parti kazanırsa; ‘kıllı’, ‘göbeğini kaşıyan’, ‘cahil’ insanların seçtikleri bunlar olur(!) diyerek sandığı istiskal ederler.
Sittin senedir ülke olarak, bir buçuk metrelik bir bez için birbirimize etmediğimizi bırakmadık. Devleti, halkına öcü gösterdik. Enerjimizi toprağa verdik.
Sayın Erdoğan, gerçek özgürlük ve insan hakkı temelinde bu işi halletti. Dileyen başörtüsü takıyor, dileyen takmıyor ve her iki kesim de gül gibi geçinip gidiyor. Laiklik mi gitti, devlet mi çöktü?
Oysa giden ve çöken yalnızca faşizmdir, zorbalıktır.
Gelin de bunu, baskıcı-dayatmacı faşizan kafalara anlatın!
Paylaş