Paylaş
Malum bizim gibi demokrasisi ‘vesayetle illetli-hastalıklı’ ülkelerde, tek başlarına da olsa iktidarların muktedir oldukları söylenemez.
ABD’nin bize dayattığı sözde Parlamenter Sistemle demokrasiyi tadacaktık ama gelinen noktada vesayeti ve darbeler rejimini en acı şekliyle yaşamış olduk. NATO üyeliğimiz; dışı sizi içi bizi yakar misali, bir yandan dış güvenliğimizi sağlarken, içeriden çürümemize (hiçbir şey üretmeden, eli kolu bağlı) neden oldu.
Tüm emperyalist ülkelerin güdümlerine aldıkları ülkelere, gizli ya da açık uyguladıkları bir yönetim modeli vardır. Bu yönetimlerin adı ister demokrasi (sözde), ister krallık veya başka bir şey olsun, model değişmez. O da şudur: Uydu ülkelerin halkları, kendi yöneticilerinin elinde tutsak, bu yöneticiler de güdümünde oldukları ülke yöneticilerinin elinde tutsaktır.
Bundan dolayıdır ki elini taşın altına koyan (şu veya bu şekilde yönetime gelen) tüm siyasi parti liderlerimiz (S. Demirel, T. Özal, A. Türkeş, N. Erbakan) hep Başkanlık Sistemi’ni istemişlerdir.
Eski sistemle (doğrusu sistemsizlik-kaos) altı defa gidip yedi kere gelen S. Demirel, o yönetim şeklini ‘Selden kütük kapmak’ şeklinde özetlemişti.
Delinin zoruna bakar mısınız? Seçilmiş başbakan, ülkesine gönül rahatlığı içinde hizmet edemiyor; akla karayı seçerek yapabildiklerini de yangından mal kaçırırcasına yapabiliyor.
Böyle bir ülkede kalkınma ve huzur olabilir mi? Olursa nasıl olur ve ne kadar olabilir?
Düşünebiliyor musunuz; başbakan ülkesine hizmet edecek, eli-kolu bağlı. Kadro oluşturacak, atama yapacak cumhurbaşkanı köstek oluyor, askeri ve sivil bürokrasi köstek oluyor.
ABD ve onun içimizdeki uzantıları köstek oluyor.
Aynı başbakana, seçimlerde ‘Neden hizmet yapmadın?’ diye hesap soruluyor. Eski sistemdeki başbakanların hali, Nasrettin Hoca’nın evinde yakalanan ve ‘getir denince gelmeyen. Bırak gitsin denince gitmeyen hırsıza’ benziyor, benzetiliyor.
Bu gidişin gidiş olmadığını gören Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli düğmeye bastılar ve ülkemizi, girdaptan kurtarıp Başkanlık Sistemine geçirdiler.
Öyle, biz Başkanlık Sistemi’ne geçiyoruz diyerek ne başkanlık sistemine geçilir ve ne de malum birileri, sizin Başkanlık Sistemi’ne geçmenize göz yumarlar. Bunun altyapısını hazırlamanız gerekir.
Her türlü iç ve dış tehditlere karşı koyacak güçte olmalısınız. Sayın Erdoğan, uzun süreli iktidar yıllarında, işte bu altyapıyı oluşturdu ve ülkeyi Başkanlık Sistemi’ne hazırladı.
Milletimiz de engin sağduyusu ile bu sisteme sahip çıktı.
Önümüzdeki beş yıl, bu bakımdan çok önemli, hem sistem tüm kurum ve kuruluşları ile oturacak ve hem de gerçek bağımsızlığın meyvelerini yemeye başlayacağız.
Maddede ve manada gerekli kalkınmayı yaparak, kararlarımızı kendimiz verebileceğiz.
Terörü bitirip tüm çabamızı kalkınmada ve gerçek manada demokratikleşmede kullanabileceğiz.
Paylaş