Paylaş
Sebep elbette korona ama koronanın sebebi ne? Ayet-i kerimede cenab-ı Hak mealen “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allahü Teâlâ birçoğunu da bağışlar” (Şura-30) buyuruyor.
Müslümanlar Allah’ın evini ziyaret etmekten çekindikleri gibi, en yakın kardeş, evlat, ana-baba ve dostlar da birbirine gitmekten ve bir arada bulunmaktan korkup çekiniyorlar.
Şu son yüzyılda İslam âleminin haline bakın; Müslümanların maddede ve manadaki yüzkarası hallerinden başka ne görebilirsiniz?
Zillet halindeki kalabalıkların bayramı mı olur?
Olursa, böyle olur!
Müslümanlar, bu denli acınası hallere durduk yerde düşmediler. Art niyetli kimi köksüzler, Müslümanları bu hale dinlerinin düşürdüğünü söyleyip kurtuluşlarını dinden soyutlanmalarına bağlarlar.
Bu durum Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında da tartışıldı; zira İngilizler bize İslamiyet’i terk etmedikçe Batılı olamayacağımızı söylüyorlardı. İçimizdekilerden Mahmut Esat, Fethi Bey, Mustafa Necati, Dr. Rıza Nur gibi birçok kişi, bu şekildeki kanaatlerini dillendirdiler.
Halbuki Müslümanlar dinlerinin gereğini yaptıkları devirlerde en üstündüler, dünyaya adalet onların elleriyle dağıtılıyordu. Hakkı temsil ediyor ve mazlumların sığınağıydılar.
İslam dininin gereği: Birlikte rahmet, ayrılıkta (bölünüp parçalanmakta) ilahi azap vardır. Bakın bakalım İslam âleminin haline, birlik içindeler mi? Yoksa bölünüp bin parçaya mı ayrılmışlar?
Bin parçaya ayrılmaları yetmiyormuş gibi hâlâ birbirlerinin gözlerini oymakla meşguller.
Çünkü hiçbirisi ne kişiliğinin, ne dininin, ne irfanının, ne sorumluluğunun idrakinde değil.
Hemen hepsi uydu konumunda, tepelerindeki lider görünümlü uşak tipler, emperyalizmin emrinde birer maşadan başka bir şey değil.
Bu haldeki Müslümanların azap içinde olmalarından daha tabii ne olabilir?
Bu daha bu dünyadaki azapları, bir de bunun öbür tarafı var ve üstelik orası dünya gibi üç-beş günlük bir azap değil. Sonsuz!
Sözde en bağımsız ve bağlantısızlarından biri olan İran’ın haline bakın. Şii yayılmacılığı uğruna komşularını ve Körfez ülkelerini (Yemen dahil) perişan etti. Bununla birlikte aynı mezhepten olmasına rağmen, Azerbaycan’ı dışlayarak, Ermenistan’ın yanında yer alıyor.
Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’a bakın: Türkiye’ye karşı, Yunanistan’la, İsrail’le, Fransa’yla, Hafter’le birlikte hareket ediyorlar.
Emperyalist güçler gökte aradıklarını yerde buldular; Müslümanları birbirlerine düşürdüler, onlar birbirlerini kırıp geçirirken avuçlarını ovuşturuyorlar.
Müslümanlar da müstevlileri adına iş görmeyi maharet bilip övünüyorlar.
Müslümanları, ihanete denk bu derin gafletten ‘kıyamet suru’ndan başkası uyandıramaz.
O uyanış da beş para etmez!
Sevgili okuyucularımın ve tüm İslam âleminin hüzünlü bayramını tebrik ediyorum.
Hak yardımcımız olsun.
Paylaş