Paylaş
Çünkü FETÖ güç ister, güçlünün yanında olmak ister; siyasette devletle ilgili bir güç yoktu ki öyle bir ayağa (siyasi ayak) gereksinim duysun!
Dikkat ederseniz, her gelen iktidar (ister asker ister sivil) ona yardımcı olmuştur. Dolayısıyla FETÖ asla durakta beklemez, hep giden arabaya biner. Kim iktidarsa onunla beraberdir ve onunla iş tutar.
Asker-sivil her çeşit bürokrasiyi ele geçirmiş olduğundan, mevcut iktidarlara ayrıca bir seçenek bırakmamıştır. Bürokrasi siyasetin önüne neyi koyarsa, iktidar onu imzalamak zorundadır. En fazla birkaç seçenek sunarlar, onlardan birisini siyaset kurumu tercih eder.
Halbuki hangisini tercih ederse etsin, seçeceği yine FETÖ’cü olacaktır. Zira devletin kılcallarına değin nüfuz etmiş bu yapıda başka türlü hareket etmeniz mümkün değildir.
Diğer bir deyişle, siz istediğiniz kadar zar tutun, muhatabınızın zarları cıvalıdır.
Zira bu yapı yarım asırdır kadro yetiştirmektedir. Böyle bir yapıyla kim baş edebilir? Kim ya da kimler böyle bir yapıya alternatif olabilir? Kimde böylesine organize olmuş bir güç var?
Bundan dolayıdır ki özellikle 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye, 2. bir bağımsızlık savaşı vermektedir.
Türkiye, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra (savaşa girmemesine rağmen) iplerini ABD’nin eline verdi. NATO’yla birlikte bu el daha da güçlendi. Karşılığında demokrasi vaat ettiler ama bize reva gördükleri demokrasi malum.
Vesayet demokrasisi...
Bununla bile yetinmediler ve on yılda bir bu ‘güdük’ demokrasiyi bile çığırından çıkarıp darbe yaptılar. Yaptıkları darbelerle öylesine gına getirttiler ki ‘güdük’ de olsa o demokrasiyi bile arattırdılar.
Denize düşmüş, yılana sarılıyorduk!
15 Temmuz 2016 aşağılık darbesi bardağı taşıran son damla oldu, zira uyuyan devi uyandırdılar. Millet yenile yenile yenmesini öğrenmişti! “Yetti gayri” diyen millet, sağına soluna bakmadı, bayrağını kapan sokağa döküldü.
Muhatabı ABD’nin 6. filosu dahi olsaydı, çıplak elleriyle onu da dürüp bir kenara atacaktı. Zira o gün sokağa çıkan her çeşitten insanın tek bir hedefi vardı: ÖLMEK!
Ölümüne gelen insana ne yapılabilir ki? En fazla öldürürsünüz değil mi? Bu şekilde ölmeye hazır milyonlar varsa hiçbir şey yapamazsınız, nitekim yapamadılar da...
Şimdi gelelim bundan sonra gelebilecek asıl tehlikeye... Devlet yeniden yapılandırılırken, malum, sistem de değişti ve biz başkanlık modeline geçtik. Yani demokrasinin üzerindeki vesayeti kaldırmak istiyoruz. Siyasetin elini güçlendirmek istiyoruz.
Sistem demokrasiyse olması gereken de budur zaten.
FETÖ’yü ve benzer örgütleri ellerinde bulunduran dış güçler, bundan böyle bürokrasiyle uğraştıkları kadar siyasetle de uğraşacaklar. Siyasi partiler kuracaklar, mevcut siyasi partileri ele geçirmeye çalışacaklar.
Çünkü artık güç siyasetin elindedir, FETÖ’nün hedefi de artık bu gücü ele geçirmek olacaktır. Bürokrasideki uyuyan ‘kripto’ FETÖ’cüler, böyle bir günün hayaliyle yanıp tutuşuyorlar!
Bir kısım şom ağızlar, sözde nedamet duyan FETÖ’cülere affı dillendirmektedir. Onlara söylenecek söz şundan ibarettir: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe! Acırsanız, acınacak hale düşersiniz. Siz hiç pişmanlık duyan FETÖ’cü gördünüz mü, duydunuz mu?
FETÖ’ye arka çıkan, FETÖ ağzı kullanan, FETÖ’yü kayırmaya yeltenen partilere veya zevata bakın, ne demek isteğimizi anlarsınız!
Çıkarılacak yeni siyasi partiler ve seçim kanunlarında bu hususların göz önünde bulundurulmasında fayda vardır. Zira buldukları en ufak bir gedikten girmeye çalışacaklardır.
Cumhurbaşkanlığı makamını ele geçirmek için ellerinden geleni ve hatta gelmeyeni de bulup buluşturup artlarına koymayacaklardır. FETÖ’ye yardımcı veya bizzat FETÖ’cü bir cumhurbaşkanı çıkarmak için yırtınacaklardır.
Bundan böyle Cumhurbaşkanı adaylarında arayacağımız en önemli özellik, FETÖ düşmanı olmalıdır. Bu da yetmez, FETÖ’yle mücadelede kesin kararlı ve bir o kadar da cesur olmalıdır.
Türkiye düşmanları ise kirli emellerine hizmet edecek ‘uşak ruhluları’ tercih edecektir.
Ziyadesiyle faydalanacakları tipler, her kesimden insanın (sağ, sol, muhafazakâr, milliyetçi ve hatta faşist) gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindekileri olacaktır.
Bu iş için fazla yorulmayacaklar, zira kinleri dinleri olan zevat, hazır, tetikte (alesta) beklemektedirler!
Ne diyelim, Allah cc müstahaklarını versin!
Paylaş