Paylaş
Başkanın sözde istediğini Kongre istemez ya da bunun tam tersi. Bir de Pentagon (askeriye) vardır ki, o da mahut şeytan üçgeninin üçüncü ayağıdır.
Muhataplar, bu üçlünün arasında pinpon topu gibi, sürekli vurulup karşı tarafa atılan ve asla bir elde tutulmayan şaşkın ördek konumundadır. Dövülenler, kim ya da kimler tarafından dövüldüğünü bile bilemez.
ABD, özellikle haksız olduğu konularda hep böyle yaparak zaman kazanıyor. Öyle ki zamanla muhatabına matemini bile unutturuyor!
Bunun tipik misali ‘Çekiç Güç’tür. ABD, Irak’a operasyon düzenliyor, çıkan karmaşada Kürtler Türkiye sınırını zorladı. Türkiye de BM’ye ve ABD’ye başvurarak çözüm bulunmasını ister.
Çekiç Güç (Huzur operasyonu!) adı altında PKK palazlandırılıp üzerimize salındı. Biz de kuzu kuzu ‘Peki’ dedik ve gelip geçen tüm hükümetlerce Çekiç Güç’ün süresi altı aylık periyotlarla uzatıldı. (On iki yıl boyunca, ta ki ABD, Irak’ı işgal etti, Çekiç Güç’e gerek kalmadı.)
Aynı oyunu ABD, Menbiç’te oynadı, 90 günlük süre, yıllar geçti hâlâ dolmadı! Ama bu arada PYD-YPG (PKK) ağır silahlarla donatıldı, teröristler eğitildi, mevziler kazıldı ve tahkim edildi.
Türkiye, kendi güvenliğini tehdit eden bu oluşuma seyirci kalamazdı, kalmadı da. Hem Suriye’nin ve hem de Irak’ın kuzeyinde harekât üzerine harekât düzenledi.
ABD’nin oyalamaları yüzünden Fırat’ın doğusu, tehdit unsuru olmaya devam ediyor.
Türkiye gerekli yığınakları yaptı, her an müdahale edebileceğini en yüksek perdeden duyurdu.
ABD her zamanki pis oyununu oynadı, her kafadan ayrı sesler çıkararak Türkiye’nin nabzını tutmaya çalıştılar. Türkiye kararlı tutumunu sürdürünce (operasyonda ısrar), bu kez ‘Güvenlik koridorunu birlikte oluşturalım’ deyip müzakerelere başladılar.
Türkiye kendi güvenliği için, Kürt devletini Fırat’ın batısında engellediği gibi doğusunda da engellemek zorundadır. Aksi halde Türkiye’de bulunan 4 milyona yakın Suriyeli mültecinin ülkelerine dönme imkânı olmaz.
Zira Kürtler ellerine geçirdikleri Arap yoğunluklu beldelerden Arapları sürüp oralara Kürtleri yerleştiriyorlar. Demografik yapıyı Kürtlerin lehine bozuyorlar. Tel Abyad’da bunu yaptılar, başka yerlerde de yapıyorlar.
ABD ile varılan mutabakata göre PYD-YPG’den (PKK) ağır silahlar alınıp, güneye doğru (Türkiye’nin 35 km uzağına) kaydırılacaklar. ABD ile ortak harekât merkezi oluşturulacak.
ABD daha şimdiden ipe un sermeye başladı, başkanlarının 30 km verdiği sözü, müzakere heyeti önce 5, daha sonra 15 km olarak teklif etti. Bu ise PKK’nin talebiydi.
Belli ki ABD’nin hedefi Suriye’yi tıpkı Irak gibi parçalayıp bölmek. Bu durum İsrail’in işine yarar, Türkiye’ye ise zarar verir.
Test edelim ama ABD’ye asla güvenilmeyeceğini de bilelim!
Diğer bir ifadeyle ayı ile yatağa girdiğimizi bilelim!
Zira er ya da geç Türkiye göbeğini yalnız başına kesecek, kesmek zorunda kalacak!
Paylaş