ABD ektiğini biçiyor!

Kabil’deki patlamalardan sonra televizyon ekranlarına çıkan ABD başkanının döktüğü gözyaşları, kansere yakalanıp ölen oğlundan ziyade, dipsiz bir kuyuya doğru hızla yuvarlanan ABD içindi.

Malum ABD, 2. Büyük Savaş’tan sonra, dünyanın dizginlerini ele geçirmişti. 90’lı yıllarda Sovyetlerin yıkılışından sonra ise dünyanın jandarması olarak tek başına kalmıştı.

Belli ki bu güç onu zehirledi.

ABD, dünya üzerindeki hegemonyasını, üzerine çullandığı ülkelerde kurduğu vesayet yönetimleri vasıtasıyla sürdürdü. Bu durum, anti demokratik ülkelerde nispeten kolaydı. Nitekim aynı ülkelerle ABD, adeta kedi fare ile oynar gibi oynuyor.

Türkiye gibi demokratik ülkelerde kurgulanacak vesayet yönetimi ise daha zordu. Diğer ülkelerdeki gibi, devşirilmiş beş-on insanla (bir aile veya aşiretle) vesayet gerçekleştirilemezdi. Bunun için de uzun soluklu bir plana ihtiyaç vardı.

Bunu da FETÖ gibi örgütler marifetiyle, ilgili ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarının kılcallarına değin nüfuz ederek başarmışlardı.

Emperyalistler, bütünüyle çökertmek istedikleri ülkelere karşı da vesayet savaşları başlattılar. Bu amaçla da çeşitli terör örgütleri kurdular. Bunları eğitip donattılar ve istedikleri ülkelerin üzerlerine saldılar.

Kendilerine hep söylendi; ‘Ateşle oynuyorsunuz, bunu yapmayın. Bu ateş, gün gelir sizi de yakar!’ lakin dinlemediler. Ateşle oynamaya devam ettiler.

Suriye, Irak ve Afganistan gibi bizzat girdikleri ülkelerde, mantar gibi terör örgütleri kurdular ve bunları, hem birbirleriyle ve hem de hedefe koydukları ülkelerle savaştırdılar.

Zira onlara göre, ‘kendi teröristleri’ iyi teröristti, gerillaydı, milisti ve vatanları uğruna savaşanlardı.

ABD aynı iğrenç oyunu; YPG/PYD ve PKK ile bizim güney sınırımızda sergiliyor.

Şimdi de televizyon ekranına çıkıp; bizi DEAŞ Horasan vurdu diye timsah gözyaşı döküyor.

Aynı DEAŞ’ı Irak’ta sen kurup silahlandırmadın mı? Türkiye onları sıkıştırınca, silahlarıyla birlikte kamyonlara doldurup emin yerlere götüren siz değil misiniz?

Sizin askerlerinizi vurunca mı kötü oluyorlar?

Bu denli aşağılık bir terör eyleminden bile vazife çıkarıyor ve hinliğinize devam ediyorsunuz! Sizi vurmakta olan DEAŞ militanlarına, Taliban araçlarının altına bomba koydurup patlattırıyorsunuz. Aklınız sıra onları birbirine kırdırıp, siz rahat edeceksiniz.

Bakınız! Bu çöküş yalnızca ABD’nin çöküşü değildir; ABD’ye bel bağlayan tüm Batı’nın çöküşüdür.

Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı yaktınız; belli ki daha da yakacaksınız.

Tutuşturduğunuz bu terör silahı, bumerang gibi dönüp sizi vurdu; daha da vuracak.

Ve siz de, bu terör ateşinde yanacaksınız!

On yıllardır masum halkların analarını ağlatıyorsunuz; ağlama sırası sizde ve sizin analarınızda.

Afganistan’a girmeniz bir dert, çıkmanız ayrı dert. İnsan gibi çıkmayı bile beceremiyorsunuz; verdiğiniz fotoğraflarla kendinizi ve insanlığı rezil ettiniz.

Etme bulma dünyası diye boşuna dememişler.