HATTA bundan böyle Ankaralı değil, Afrikalı Turgut densin. Mümkünse de geri dönmesin, hep orda kalsın.
Çünkü onun en büyük hayranlarından birisi bir Afrikalı, hem de bir diplomat eşi; Güney Afrika Büyükelçisi Sobizana Mngqikana’nın eşi Lindiwe Mngqikana. Evet yanlış okumadınız; Afrikalı bir diplomatın eşi Turgut’un hayranı. Bu hayranlığını da kendisi için düzenlenen veda partisinde, "Altı yıldır Türkiye’deyim ve en çok salla salayı özleyeceğim" diyerek ve Turgut gibi dans ederek itiraf etti. Davetliler ne demek istediğini anlamaya çalışırken, konuyu partinin ev sahibi Rüveyde Akbay aydınlattı, "Türkiye’nin pek çok yerini Sefire Hanım’la birlikte gezdik. Otobüsün en önünde birlikte otururduk. Otobüste ne zaman Ankaralı Turgut’un ’salla salla’ adlı şarkısı çalsa, Sayın Mngqikana dans etmeye başlardı" Eğer Türkiye’de bir Afrikalı diplomatın eşi ona hayransa, eminim ki Turgut, Afrika’da çok daha fazlasını bulur. Hem böylece Ankara’nın kültürüyle hiç alakası olmadığını düşündüğüm müziği, dansı ve belleklerde silinmez izler bırakan şarkı sözlerinden Afrikalılar da mahrum kalmamış olur. Hatta Turgut’la birlikte başlayan bu garip furyadan etkilenip, isimlerinin önüne Ankara sıfatı koyarak bu tarz çalışmalarla isim yapmaya çalışanlar da onunla gitsinler. Gerçek Ankaralılar’ın gönlüne kuramadıkları tahtı belki Afrikalılar’ın gönlüne kurabilirler.
TOBB ikizleri canlanıyor
GEÇTİĞİMİZ hafta Başkent’in Hayaletleri başlığıyla, yıllardır yapımları devam eden ve bir türlü hizmete girmeyen dev binaları yazmıştım. Bu hayaletler, hem ülke ekonomisi için büyük bir kayıp oluşturuyor hem de Ankara’nın siluetinde de çirkin bir görüntü yaratıyordu. Bu binalardan birisi de, yapımlarına bundan tam 19 yıl önce başlanan Eskişehir yolundaki ikiz kulelerdi. Devletin döktüğü milyonlarca dolarla özel sektör tarafından yaptırılan, ancak yıllarca kullanılmadan atıl bir şekilde bekletilen bu dev kuleler, yaklaşık iki yıl önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından satın alınmıştı. TOBB yetkilileri geçtiğimiz hafta müjdeyi verdiler. İkiz kulelerin önümüzdeki Mayıs ayında hizmete girmesi planlanıyor. "Peki bitmiş görünen bu binaları açmak için iki yıldan fazla niye beklediler?" diye sorabilirsiniz. TOBB bunları satın aldığında binalar dıştan tamamlanmış gibi görünmesine rağmen, içleri kaba inşaat halindeymiş. Hiç kullanılmayan bu binaların projesi, TOBB’dan önce tam yedi kez değişmiş. Binayı birlikte gezdiğimiz teknik personel, "Sıfırdan yapsaydık daha kolay olurdu. Tek kullanıcıya yönelik projeyi, çok kullanıcıya dönüştürdük. İleri düzeyde teknik donanıma sahip olacak şekilde tadilat ve dekorasyon yaptık. Son birkaç ay yaklaşık 250 kişiyle çalıştık ve mümkün olan en kısa sürede inşaatı tamamladık" diyor. Binalar hizmete girdiğinde içinde yaklaşık 3 bin kişi çalışacak. Eskişehir Yolu bölgesinin ticari canlılığını daha da artıracak.
Bu arada TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da inşaatla, en ince ayrıntısına kadar birebir ilgilenmiş. Kayserili Başkan hesabını kitabını iyi biliyor. Her iki kulenin ilk dört katını ve yan binalarını TOBB kullanacak. Diğer bölümleri ise kiraya verilecek. Kamudan birçok kuruluşun da kiralamak için talepte bulunduğu söyleniyor. Devlet, önce yaptırıyor, sonra kullanmayıp zararına satıyor, en sonunda da kiracı olmaya çalışıyor. İlginç değil mi?
Kalecik’te İtalyan şarabı
KISA bir zaman içinde üzümüyle ve Kalecik Karası şarabıyla ünlü Kalecik’te İtalyan şarabı bağları görürseniz hiç şaşırmayın. Ankaralı başarılı iş adamı Enis Safi, Başkent’in yeni alışveriş merkezi Panora’da Branca adında bir İtalyan restoranı açtı. Sadece restoran değil, aynı zamanda kafe ve bar olarak da hizmet veren bu mekanın adı Türkçe’de dal anlamına geliyor. Enis Bey, Kalecik’teki arazisinde de Branca adıyla kendi şarabını ürütmek için lisans başvurusu yaptı. Ancak Branca adının bütün dünyada bir İtalyan şarap üreticisi tarafından tescil ettirildiğini öğrendi. Hemen atladı İtalya’nın Padova şehrine gitti. Fernet Branca markalı şarap üreticisi firmanın sahipleriyle görüştü.
Enis Bey’in söylediğine göre, görüşme oldukça olumlu geçmiş. İtalyanlar, Kalecik’te ortak şarap üretimi işine hiç de soğuk bakmamışlar. Eğer bu proje gerçekleşirse, Kalecik Karası’na ciddi bir rakip gelecek gibi görünüyor.