ANKARA Uluslararası Film Festivali geçtiğimiz hafta yapılan açılış töreniyle başladı.
Yeşilçam’ın ünlülerinin Ankaralılar’la buluştuğu açılışta benim en çok dikkatimi çeken isim Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’di. 13 yıldır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek ise 18.’si yapılan festivale bugüne kadar hiç katılmadı.
Film festivalleri kültürel ve sanatsal bir etkinlik olmanın ötesinde yapıldığı şehrin, ülkenin tanıtımı için de bulunmaz bir fırsat. Üstelik festival uluslararası olduğu zaman beyazperdenin dünyaca ünlü isimlerini getirerek şehrinizin adını tüm dünyada duyurma şansınız var. Avrupa’daki birçok film festivalinde olduğu gibi... Cannes Film Festivali olmasaydı bu şehir küçük bir Fransız tatil beldesinden öteye gidemezdi. Ülkemizde de Antalya Altın Portakal ve Adana Altın KozaFilm Festivali, adlarını diğerlerine göre daha çok duyuruyor. Her ikisinin de en büyük destekçisi Büyükşehir Belediyeleri. Üstelik bu iki şehrin Belediye Başkanları da AKP’den... Festivalleri şehirlerinin bir gururu olarak görüyorlar
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda yapılan festivalin açılış törenine katılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e "Ankara’daki festival sizin rakibiniz değil mi?" diye soruyorum. "Hayır. Keşke ülkemizin her şehrinde festival olsa. Ne kadar çok olursa Türk Sineması da o kadar çok gelişme gösterir" diyor. Türel, Antalya’dan kalkıyor, Ankara’daki festivali desteklemeye geliyor. Festival komitesi de onu Kitle İletişim Ödülü’yle onurlandırıyor.
Gökçek yok saydI
Peki ya bizim başkanlarımız ne yapıyor? Melih Gökçek bugüne kadar bu festivali sanki yok saydı. Adının önünde "Ankara" bulunan bu uluslararası festivalin gerçekleşmesi için yıl boyunca çalışan, koşturan, emek harcayan bir avuç insanı görmezden geldi. Gönül isterdi ki öyle bir belediye başkanımız olsun ve bu festivali sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın en önde gelen sanatsal faaliyetlerinden biri haline getirsin. İşe yaradığı bile tartışılan kavşakların açılışları için düzenlenen görkemli konserlere harcanan paranın belki de çok daha az bir miktarıyla bunu gerçekleştirmek hiç de zor olmazdı diye düşünüyorum.
ERYILMAZ DA YOK
Melih Gökçek festivalde yoktu. Peki festivalin maddi olmasa bile ayni destekçilerinden Çankaya Belediyesi’nin Başkanı Muzaffer Eryılmaz var mıydı? Maalesef hayır. Başkan Eryılmaz’ın festival açılışına neden katılmayıp Kültür ve Sosyal İşler Müdür Canan Karakul’u gönderdiğini bilmiyorum. Ama salonda gözlerin aradığı ve görmek istediği bir başka isim de oydu.
KOÇ ŞAŞIRTMADI
Festivalin açılış töreninde beni şaşırtmayan gelişmelerden birisi de Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un gelmemesiydi. Hem de "geleceğim" demesine rağmen. Kocaeli’nde bir programdaymış, o uzamış da onun için gelememiş. Ama zahmet edip bir mesaj göndermiş. O mesajı da Festival Başkanı Prof. Dr. Oğuz Onaran sahneden okudu. Yüzlerce kişinin hınca hınç doldurduğu Farabi Salonu’nda birkaç kişi haricinde Bakan Koç’un mesajına alkış tutan olmadı. O alkışlayanlar da herhalde bakanlık görevlileriydi.
Salonda, "Bakan Bey sanatçılar tarafından protesto edilmekten korktuğu için gelmedi" şeklinde dolaşan dedikodular kulaktan kulağa fısıldanıyordu. Bunları göz önüne alacak olursak Atilla Koç, gelmemekle, aslında kendi adına hayırlı bir iş yapmıştı. Zaten onun gündeminde de bu tür festivaller, kültürel ve sanatsal faaliyetlerden daha çok, alfabemize kazandırmayı planladığı Arapça harfler var.
Gündemi böylesine yoğunken de kalkıp Başkentimiz Ankara’nın en önemli kültürel ve sanatsal faaliyetlerinden birisi olan bu festivale katılmasını, zaman ayırmasını beklemek, sanırım Bakan Bey’den çok fazla şey istemek olur. Öyle değil mi?
Teşekkürler Limak
Festivale belediyelerimizin esirgediği desteği Nihat Özdemir’in sahibi olduğu Limak Holding verdi. Özdemir’in kızı Ebru Hanım, tam anlamıyla bütün işini gücünü bırakıp, bu festivalin Ankara’ya yaraşır bir şekilde gerçekleşmesi için büyük gayret gösterdi.
Bütün zorluklara rağmen festival bu yıl gerçekleşiyor. Ama asıl destek vermesi gerekenlerin vurdumduymazlığı devam ederse, seneye ne olur onun cevabını vermek zor.
Duble Melih, duble Ahmet
Bu arada Gökçekler şu sıralar aileye yeni katılacak bir bireyin heyecanını yaşıyorlar. Melih Gökçek ikinci kez dede olmaya hazırlanıyor. Başkanın büyük oğlu Ahmet’in eşi Hülya’nın, bu hafta içinde bir erkek çocuk dünyaya getirmesi bekleniyor. Çift, dört yıl önce doğan ilk bebeklerinin adını Melih koymuştu. İlk çocuğuna babasının adını veren Ahmet Gökçek, ikinciye de kendi adını verecekmiş. Böylece Gökçek Ailesi’nde Melih ve Ahmet’ten ikişer tane olacak.