Paylaş
Doğdukları ve gömüldükleri yer, ne kadar ağır koşullarda hayatta kalmaya çalıştıklarını gözler önüne serdi.
Cenazeleri taşıyan arabalar 7 kilometrelik yolu 2 saatte aşabildiler. O da arkadan insanların itmesiyle. Kimi araçlar çamura saplandı kaldı, kimi araçlar yokuşu çıkacak güce sahip değildi, kimisi yan yattı, kimisi geri döndü...
Minik cenazeler zar zor köylere ulaştırılabildi. Dik yamaçlardan aşırıldı, bazıları eğimden düşecek gibi oldu...
Ölmenin, defnedilmenin de yaşamak gibi çok büyük mücadele gerektirdiği yerlerdi...
Anne-babalarını dinledik...
Aladağ’a 35 kilometre uzaklıkta, dağın zirvesinde köyde başka seçenekleri yoktu.
Oda gibi bir ilkokul vardı ama ortaokul yoktu.
Okumak için Aladağ’a gitmek şarttı...
Küçük yaşta evden ayrılsalar da haftalarca eve gelemeseler de akşamları bulaşık yıkasalar da gece korksalar da yatacak yer veren tarikata teslim edilseler de...
Yeter ki okula gitsinlerdi...
KÖYKENT OLSAYDI
Oysa bu kader değildi...
Orada bir köykent olsaydı, çocuklar böyle sefil kalmaz, böyle feci can vermezlerdi...
Rahmetli Bülent Ecevit’in 1969’dan beri savunduğu ‘Köykent Projesi’, Cumhuriyet tarihinde köy enstitüleri gibi kapsamlı bir kalkınma projesidir.
Projenin amacı, kırsal kesimde, kente ulaşmanın zor olduğu coğrafyalarda dağınık köyler için merkez köyler kurmaktır. Bu köyler arasında coğrafi olarak en uygun olanı pilot köy olarak seçip donatmak veya hiçbiri uygun değilse hepsine en uygun yer ve mesafede bir köykent inşa etmekti.
Köykentlerde ortaokul, lise, öğrenci yurdu, sağlık merkezi, kütüphane, spor tesisi, tiyatro, sinema, üniversiteye hazırlık kursu olacaktı. Böylece köylerden köykente gelecek öğrenciler, bir kentte bulunan tüm olanaklara sahip olacak, kaliteli eğitim alacak ve üniversite yolları açılacaktı. Uzaklardan gelenler öğrenci yurtlarında kalabilecek, tarikatların-cemaatlerin eline düşmeyecekti.
Köykentler eğitim ve sağlıkla da sınırlı olmayacaktı. Köylerin ekonomik güçlerini de birleştirecekleri üretim ve ticaret merkezleri de kurulacaktı. Kooperatif yoluyla köylü ürününe sahip çıkabilecek, yeni yatırımlara girişebilecek, köylünün ürününü tarlada, ağaçta kapatan tefeci-tüccarların elinden kurtulacaktı. Ürün, tarladan sofraya aracısız gelebilecek, kalkınma köyden başlayacaktı.
Bu aynı zamanda hiçbir hazırlığa dayanmayan, köyden kente gelip varoşlarda çoluk çocuk perişanlıktan başka bir sonuç vermeyen göç sorununu da belli bir plan ve programa bağlayabilecekti.
HAYAL DEĞİLDİ
Köykent projesine nedense hep rahmetli Bülent Ecevit’in ‘hayali’ olarak bakıldı. Bir sol-romantizm olarak görüldü, dudak büküldü, burun kıvrıldı...
Oysa hiç de hayali bir proje değildi. Uygulanabilseydi en az köy enstitüleri kadar yararlı sonuçlar doğuracak, köy çocuklarını okulla, bilimle, teknolojiyle tanıştıracak, kırsal kesimde kalkınmaya öncülük edecek gerçekçi bir projeydi.
Sanayi Devrimi’ni ıskalamış bir ülke olarak köykent projesi Türkiye’yi yere çakan zincirlerden çok önce koparabilirdi.
ENGEL OLUNDU
Ecevit’in köykent projesine iktidardan gittikten sonra hep engel olundu.
Zaten çok kısa olan iki iktidar döneminde Ecevit, iki köykent gerçekleştirdi.
Birini l978 yılında Bolu’nun Taşkesti köyünde, diğeri 2001 yılında Ordu’nun Mesudiye ilçesinin bir köyünde hayata geçirdi. Mesudiye’de köykenti yerinde gören Dünya Bankası Türkiye temsilcisi, projeye 300 milyon dolarlık kredi vermeyi kararlaştırdıklarını söylemişti.
Ecevit iktidardan gittikten sonra, köykentlere çivi çakan olmadı, kaynakları da kesilerek çürümeye bırakıldı.
Köykent projesi çözüm olabilirdi, hâlâ da olabilir...
ECEVİT’E SAYGI ZİYARETİ
KKTC’nin 33. kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyonda korumaların Rahşan Ecevit’e asansör önünde özenli olmayan davranışlarda bulunduğuna ilişkin haberler üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın üzüntülerini ilettiğini belirtmiştim. Ayrıca Rahşan Ecevit’i evinde ziyaret etmek istediğini iletmiştim.
Akar, Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit’e saygı ziyaretini 24 Kasım günü gerçekleştirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar ve eşleri, Öğretmenler Günü olan 24 Kasım’da Rahşan Ecevit’i Oran’daki evinde ziyaret etti. Akar ve Dündar çifti ile Rahşan Ecevit, uzun süre sohbet etti. Kıbrıs Barış Harekâtı günlerini yâd eden komutanlar, Bülent Ecevit’e ve Rahşan Ecevit’e olan saygılarını ifade etti. KKTC resepsiyonundaki asansör haberleri konusunu açmayan Rahşan Ecevit’in ise komutanların ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği belirtildi.
Paylaş