Bu tuzağa düşmeyelim

PKK terör örgütü Türkiye’yi bir içsavaşa sürüklemeye çalışıyor.

Haberin Devamı


Suriye’deki içsavaşı Türkiye’ye taşımak için elinden geleni yapıyor.

 

PKK, Suriye’deki kolu olan PYD-YPG’nin ABD’nin ‘kara gücü’ olmayı kabul etmek karşılığında Kuzey Suriye’de elde elde ettiği kısmi egemenlikten güç alarak, benzerini Türkiye’nin Güneydoğu’sunda kurmaya girişti.

 

Kobani örneğinden sonra, Güneydoğu’da bir yıl süren şehir savaşlarının amacı buydu...

 

Çatışmasızlık döneminde yaptığı planı ve yığınağı harekete geçirerek silah zoruyla il ve ilçelerde egemenlik kurmaya çalıştı.

 

Hendek ve kurtarılmış mahalle, semt, ilçe politikasıyla halkı çatışmaya çekmeye uğraştı. Hesabı, halkın devlete karşı yanlarında saf tutup çatışmalara katılmasıydı.

 

Haberin Devamı

Ancak, bunu başaramadı. Asker ve polisin mücadelesi karşısında tutunamadığı gibi halk desteği de bulamadı. Destek vermek şöyle dursun, Kürt vatandaşlarımız bu mahallelerden, semtlerden, ilçelerden Kuzey Suriye’ye ve Kuzey Irak’a doğru değil, şehir merkezlerindeki akrabalarının yanına, Anadolu’ya, batıya doğru göç etti.

 

TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASI

 

PKK, şimdi büyük şehirlerde bombalı saldırılarla vahşi katliamlar yaparak, sokakta bir Türk-Kürt çatışması yaratmaya çalışıyor. İstiyor ki, askere, polise, sivil insanlara yaptığı katliamlardan sonra vatandaşlar sokağa dökülsün, HDP binalarına, CHP binalarına, HDP’lilere, CHP’lilere saldırsın...

 

Saldırsın ki, Kürt vatandaşlar, HDP’li vatandaşlar da onlara karşılık versin, karşı saldırıya geçsin, sokaklarda kan aksın, devlet otoritesi zayıflasın, çatışmalar büyüsün, demokrasi işlemez olsun...

 

Irak gibi, Suriye gibi Türkiye’de parçalansın...

 

Haberin Devamı

12 EYLÜL’DEN ÖNCE

 

Türkiye bunu 12 Eylül’den önce yaşadı...

 

Bugün sokakta yaratılmaya çalışılan Türk-Kürt çatışması yerine o zaman, ülkücü-devrimci, Sünni-Alevi çatışmaları yaşandı. Kışkırtıcılar maalesef başarılı oldu.

 

Sokaklarda gençler birbirlerini öldürdü. Kışkırtıcıların galeyana getirmesiyle Alevi mahallelerinde katliamlar yapıldı.

 

Sağdan-soldan günde 20-25 üniversiteli genç öldürülüyordu. “Karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması sonucu...” diye başlayan haberler artık klişe olmuştu.

 

Bu süreçte sağdan-soldan 5 bin genç, hayatlarının baharında yitirildi.

 

Onlarca değerli bilim adamı, siyasetçi, gazeteci, yazar katledildi.

 

Ve sonuç 12 Eylül oldu...

 

Haberin Devamı

SİVAS, MARAŞ, ÇORUM

 

12 Eylül öncesi dönemde, Sivas, Maraş ve Çorum katliamları belleklerde hâlâ canlıdır.

 

 

Bugün Türklerle Kürtler arasında yeni Sivas’lar, Çorum’lar, Maraş’lar yaratılmak isteniyor.

 

Kışkırtıcılar, katliamı Sivas’ta başlatmışlardı. 4 Eylül 1978 günü Sivas’ın Alibaba Mahallesi’nde halk pazaryerinde bayram alış-verişi yaparken patlayıcı maddeler atılmış, çığırtkanlar, Aleviler camilere saldırdı yalanıyla ortalığı karıştırmış; dinimize, devletimize sahip çıkıyoruz diye mahalleyi basanlar 17 vatandaşımızı katletmişti. Olaylar bir anda bütün Sivas’ı sarmıştı...

 

Üç ay sonra, 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında, aynı provokasyon bu kez Kahramanmaraş’ta sahnelendi. Hedef aynıydı; Sünni-Alevi çatışması çıkarmak. Cüneyt Arkın’ın başrolünü oynadığı “Güneş Ne Zaman Doğacak” filminin gösterimi sırasında Çiçek Sineması’na patlayıcı madde atılmış ve olaylar başlamıştı. CHP il binasına, PTT ve TÖBDER binalarına saldırılmıştı. Maraş’ta 7 gün süren olaylarda 105 Alevi vatandaşımız katledilmişti...

 

Ve Çorum olayları...

 

Haberin Devamı

1980’in Mayıs ayından Temmuz ayına kadar süren çorum olaylarında da 57 sol görüşlü vatandaşımız katledildi. MHP’nin önde gelen isimlerinden Gümrük ve Tekel Bakanlığı da yapmış olan Gün Sazak, Ankara’da uğradığı menfur bir suikastla katledilmişti. Bu acı olayı gençleri tahrik için kullananlar, bu kez Çorum’da olay çıkardılar. Çorum’da Alevi mahallesi olarak bilinen Milönü Mahallesi’ne, şehrin işlek caddelerine “Kana kan intikam” sloganlarıyla saldırılar yapıldı. Sonuçta 57 vatandaşımız yaşamını yitirdi...

 

Bu üç büyük katliam dışında daha birçok acı örnek verilebilir.

 

Önemli olan bu acılardan ders almaktır.

 

Halk, bir Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışan kışkırtıcılara kulak vermemeli, bu tuzağa bir daha düşmemeli, teröristle mücadeleyi güvenlik güçlerine bırakmalıdır...

Yazarın Tüm Yazıları