Sonra “Yok ben duymadım, haberim yoktu, yanlışlıkla düştüm ben, yolumun üstündeydi de geçtim bilmeden” diye sızlanmayın. Bunu hepiniz bildiğine göre, hepinizin bilmediği detaylara geçeyim ben... Direkt olarak yanıp işin içinden kurtulacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Uzun ve acılı geçecek cehennemde günleriniz. Ben diyeyim 250 siz deyin 400 yıl torunlar ve torunların torunları, onların da torunlarıyla çekeceksiniz üstelik bu ateşi. * * * Kim demiş suç şahsidir, cezasını işleyen çeker, ayrıca işlediyseniz bir hata torunlara sirayet etmez diye. Doğmamışlarınızla birlikte, masum çocukların, bebeklerin, tertemiz neyiniz varsa hepsinin içinde olacağı bir cehennem. 3-4 odun parçası, her daim sıcak ve taze harlı bir alev, ortalıkta yarı çıplak gezinen, pişman, acıdan inleyen, af dileyen günahkar kullar falan da beklemeyin. Biraz klasik bir bakış açısı bu da. Cehennem fantezinize uymayabilir kusura bakmayın ama keyfinize göre de cehennem organize edecek halim yok. Umduğunuz değil bulduğunuz yerde yanacaksınız kusura bakmayın. “Cehennemdir su olmasa da şarap bulunur elbet” deyip umutlanmayın “Su! Su!” diye çığlıklar atıp, asit içeceksiniz, asidin boğazınızdan midenize kadar giden sürede izlediği yolu hissedeceksiniz içerken. * * * Öyle kuru,bunaltıcı değil, rüzgarlı olacak cehenneminiz merak etmeyin. Ama bir farkla; Asit taşıyacak cehenneminizdeki rüzgar. Gözlerinizi, cildinizi, nefesinizi dahi yakacak fırtınayla karışık bir asit rüzgarı. Aşk acılarınızdan bile büyük, daha feci yanıklarınız olacak, düşünsenize... Kaslarınız eriyecek, karnınız şişecek, sinir sisteminiz felç olacak, kan kusacaksınız, kustukça yalvaracaksınız “Çıkış yok mu buradan” diye. Sel ile çamura bulanmış yığınlara bata çıka kaçmaya çalışacaksınız... Yanınızda iki milyondan fazla insanla... Ta Manisa’ dan İzmir’ e kocaman bir cehennem... Sırf bir İngiliz şirketi 15 yıl boyunca topraklarınızdan nikel çıkaracak diye... Ve bunun sonucunda, ülkenize bir buçuk günlük dış borç faizi ödemenize yetecek kadar bir para bırakacak diye... Yazının başlığını gerçek bir kılavuz sanıp hevesle okumaya başlayan ve hayal kırıklığına uğrayanlar, bundan daha mı kötü olacak sanıyorsunuz başka bir cehennem? Bu cehenneme siz gireceksiniz... * * * Ben mi?... Şimdi Manisa Çaldağ’da kendi halinde bir meşe ağacıyım, ama o gün geldiğinde belki etrafınızda kalan bir ot parçası belki cehenneminizde ateşinize odun olacağım... Meşe dediğime bakmayın, soran, sorgulayan bir ağacım ben, zaman zaman düşüneceğim elbet yine de ”Neydi aslında sizin suçunuz benim bilmediğim” diye... “Cehenneme girmek için ne yaptınız” diye, suçsuz göründüğünüz halde...