BAŞLIĞI hızlıca okuduğunuzda tekerleme gibi oluyor.
Hatta abartıp siyasisexfetişistileştirdiklerimizdenmisiniz diye okursanız müthiş zevkli bir tekerlemeye dönüşüyor. Hayal gücünüz biraz genişse yavaş yavaş okuyup kelimeleri uzatarak yine zevk alabilirsiniz: Siiii----yaaaa----siiiii-----seeeeex----feeee-tiii-şiiiiisss-tiiiii---leşşşşşşşşşşşş----tiiiiiii... Yok devam etmeyeyim yoruldum. Siz yorulmadınız mı? E o zaman devam edin zevk almaya.
Gazeteleri okurken uydurduğum bu kavram ve tekerlemeyi söylemeye çalışanlar, her yeni icadımda olduğu gibi siyah puntolarla bağırarak yazdığım başlığı duyar duymaz, “Ne bu” diye sormadan uygulayıp beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Tekerlemeyi söyleyeceğim diye ağzı burnu şekilden şekle girip “Fetişist nedir kardeş, yenir mi” diye soran var mıdır sanmıyorum. Ne de olsa çok okuyan, elinden gazete-kitap düşmeyen, yüksek bilinç sahibi bir toplumuz. - Şaziye bu el kelepçesinin anahtarını atacaaaamızdan emin misin? Herhangi bir objeden cinsel olarak aşırı derecede tahrik olma halinin fetişizm, tahrik olanın da fetişist olduğunu biliyorsunuz zaten. - Asuman bak bu kaçıncı ayakkabı! Kafanda kıracağım 70. yi. Ayak fetişimi suistimal ediyorsun gibime geliyor. Fetişizm sapıklık mıdır, sağlıklı bir durum mudur tartışılır hep. Tek bildiğim fetiş olarak gördüğünüz yani sizi cinsel olarak uyaran obje ön planda olmamalıdır. O zaman durumunuz fena.
Neyse her fikri tartışalım diyoruz ve uydurduğum bu yeni fetiş türünü heyecanlanan tüm fetişistlerin hizmetine sunuyoruz. Aslında benim uydurduğum demek bunu yaratanlara haksızlık olur. Çünkü bu kavram zaten vardı. Yalnızca adı konulmamıştı. Burada fetiş konusu olan obje, siyasetçidir. Kimi hayal ederseniz artık. Yardımcı olayım... Clinton, Berlusconi ya da bir adet Sarkozy... Ya da bizden... Yok bizde öyle şey olmaz, Müslüman bir ülke olarak. Şüpheli, kadın sığınma evinin önünden geçerken görüntülenebilir mesela... Klasik ve sıkıcı olacak ama oval ofis olabilir. Elinde aşk mektubuyla parlamentonun koridorunda kameraya şaşkın yakalanmış bir siyasetçi -kimbilir neler var içinde o mektubun- Kitapevi olabilir düşünsenize siyasetçi elinde bir adet kitap burnunu karıştırıyor olabilir. Bütçe görüşmelerinde dalmış saçıyla oynayan bir kadın... Heyecanlanmadınız mı? Allah Allah size de bir şey beğendiremiyoruz. Hah evet kadın siyasetçi! Saçıyla oynamasın... Şöyle ortalarda gezinsin mesela yarı çıplak... Bir girip bir çıksın görüntüde... Dekor gibi... Bu ülkedeki her kadının aslında bir yerlerde var görünmesi ama aslında hiç olmaması. Küçük bir detay olması gibi... Ah evet ben de heyecanlandım! Şimdi vurun... Tam bel altına gelsin ama. Vurun diyorum daha ölmemiştir. Bırakın, bırakın acıdan, etikten, ahlaktan, değerlerden, temiz siyasetten, temiz ülkeden söz etmeyi... Zevk alıyor musunuz görüntüden siz onu söyleyin ?
Ohhhhh my gossssh! Yaktınız mı sigaranızı? Yok ben içmem zaten... İşimiz bittiğine göre bence kadın istifa etsin. Kadınlık onuru mu? Evli bir kadının onuru mu? Kimin umurunda! Kimin umurunda! Masadaki vazo işlevi gören bir kadın kimin umurunda! Zevk alırken dahi düşünün... Düşünmek bizi diğer yaratıklardan ayıran tek ve en büyük özelliktir. Fantezi de kursanız... Düşünün... Ama dikkat edin. Obje, her şeyin, insanlık onurunun, bir kadının hayatının, gururunun önüne geçerse düşünmeyi bırakın. Bir doktora gidin... Artık hastasınız.