Higgs Bozonu geldiysen 3 kere

GEÇEN hafta dünyanın en çok konuştuğu konulardan biriydi.

Higgs bozonu, yani atom altı unsurlar, yani medyatik ve hoşlandığımız adıyla “Tanrı parçacığı.”
Bunun için büyük bir hadron çarpıştırıcısı kuruldu, devasa bir bütçe, fiziğin belki de en büyük sırrını çözmeye ayrıldı. Kesinlik kazanmasa da tanrı parçacığının varlığına dair önemli sinyaller verildi. Enerjinin kütleye dönüşümü, maddenin nasıl var olduğu gibi sorular yakın zamanda cevabını bulacak, büyük bir heyecanla bu sorunu yanıtını bekliyorum ben de.
Dünyada bu konuşulurken iki gün sonrasında ülkemizden bir haber dikkatimi çekti.

RAHİM NAKLİ CAİZ MİDİR?

Öncelikle şu bilgiyi vereyim; güzel ülkenin, umut veren güzel insanları dünyada bir ilke imza attı ağustos ayında ve Akdeniz Üniversitesi’nde ilk rahim nakli gerçekleştirildi. Doğuştan rahmi olmayan bir kadına kadavradan alınan rahim yerleştirildi. Şimdi tüm dünyadan bilim adamları bu gurur veren adımın detaylarını öğrenmek için Akdeniz Üniversitesi’ne geliyor.
Bu arada “Rahim nakli caiz midir?” sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cevap geldi.
“Kadın veya erkekteki bir kusur sebebiyle tabii ilişkiyle gebeliğin gerçekleşmesi mümkün olmadığı takdirde, evli hanımların çeşitli tıbbi yollarla gebeliklerinin sağlanmasında İslâmî hükümler açısından bir sakınca görülmemektedir. Ancak döllendirilecek yumurta ve sperm nikâhlı eşlere ait olmalıdır. Döllendirilen yumurtanın da başka bir kadının rahminde değil, yumurtanın sahibi olan eşin rahminde gelişmesi gerekir. Bu itibarla başkasının rahminin nakli ve bu yeni rahimle hamile kalmak caiz değildir.”
Hey Allahım dedim!
“Eller gider aya, biz hala yaya” dedikleri tam da bu işte!
Ardından aynı soruya bir din doktoru da yanıt verdi.
“Evrensel değerleri ters düz etmektir, iğrenç, çirkin bir şeydir.”
Evrensel değerlerin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri olmadığına inandığım ilahiyatçı yazar- doktor, yüzünü gözünü buruşturarak konuşuyor, rahmin de bir organ olduğundan habersiz, belki de haberli ve organ nakli bile kendisini tiksindiriyor belki de, “Bunun vebalini kim ödeyecek?” diye soruyor.
Kafasına göre günahı yaratmış, vebalini kim ödeyecek sorusunu da biz cevaplayacağız beyefendi için.
Anne olmak için tek şansı başka bir rahim olan bir kadın, Diyanet’in bu açıklamasını ciddiye alıp açlıktan önce gelen annelik güdüsünü bastırmalı mı!
Hayır, kesinlikle hayır!
Diyanet İşleri Başkanlığı’na soruyorum!
Organ naklinden haberiniz var mı?
Rahim de bir organdır ve kadınlarda olur bilginiz var mı? Yoksa haberiniz olsun ki, var böyle bir şey.
Kanser nedeniyle rahmi alınan kadınlar yaşıyor bu gezegende, peki bundan haberiniz var mı?
Anne olma şansını bir şekilde yitirmiş, hayattaki en büyük arzusu bir evlat olan kadınlara “caiz değildir” diyerek yaptığınız bu açıklama hangi yüzyıldan kalma?
Bir de vicdan denen bir şey var bu hayatta.
Başınızı yastığa koyup kalbinizi dinlediğinizde, rahat bırakmaz kırıntısı varsa içinizde.
Ne hakla bir kadının mümkün olduğu halde, anneliğini elinden alma cüretini gösterebiliyorsunuz?
Her gün milyonlarca insanın dilinde, kalbinde “rahman?” tekrarlandığı topraklarda bu organa “rahim” dendi ise vardır bir hikmeti değil mi?
Ve O’nun hikmetinden sual olunmaz derler, biz öyle biliriz.
Peki siz nasıl bilirsiniz hocam?
Geçen hafta İran televizyonunda dehşetle bir tartışmaya tanık olmuştum. Dünyanın düz mü yuvarlak mı olduğunu tartışıyorlardı.
O zavallılardan bir farkımız olmalı, olmalı bunu yürekten istiyorum.
Olmayacaksa uzaya gitmek istiyorum, uzaklara.
Yazarın Tüm Yazıları