Harika bir fikrim var bütün kitapları yakalım!

DEMOKRATİK bir ülkede yaşadığımız için günlerdir düşündüğüm çok parlak bir fikrimi ifade ediyorum bugün.Bütün kitapları yakalım!!!! Yakalım!!!!

Yüksek sesle hatta bağırarak yaptığım bu çağrıyı dikkate alan,  ne dediğimi bile önemsemeyip  sadece bağırdığım için fikrimi kabul etmeye hazır, beni ciddiye alarak şimdiden  kitap yakacak geniş bir alan aramaya koyulan sevgili dostlarım, öncelikle sizi çok önemsediğimi söylemek istiyorum. Çünkü içeriği farklı görünse de çok büyük bir ortak noktamız ve sıfatımız var sizinle:
Siz de, ben de deliyiz...
* * *
Bu çağrımı ciddiye bile almayan, zırva gözüyle bakan, her daim muhalif dostlar öncelikle teessüf ederim.
Ama  şunu bilin ki sizi ikna edebilirim. Yeter ki diğer dostlar ateşi hazırlayana kadar siz yazımın devamını okuyun.
“Şu futbol sahası iyi bence, külü  dumanı kontrol ederiz”.
Evet size dönüyorum tekrar:
Türkiye de nüfusun yüzde 70’inin kitap okumaması bir tesadüf olabilir mi sizce?
Hayır, kesinlikle tesadüf değildir. Bu çoğunluk mutluluğun yolunun cehaletten geçtiğini bilen çoğunluktur. Mutluluksa bilmemek, sorgulamamak, düşünmemekten geçer.
Ya siz, Sartre ya da Kafka ile akraba olmak ne işinize yaradı bugüne kadar?
Yaşar Kemal okudunuz da başınız göğe mi erdi?
Size iş mi buldu Orhan Pamuk?
Dostoyevski bir güne bir gün eve elinde bir kilo meyveyle geldi mi?
Hayatınızı zorlaştırmaktan, zamanınızı çalmaktan başka ne işe yaradı kitap denen şey.
Sor, sorgula, düşün, hatta abartıp çözüm üret nereye kadar? Siz mi kurtaracaksınız dünyayı?
“Isıyı Fahrenheit 451’e ayarlayın lütfen. Kağıt yakma ısısı. Böyle gereksiz şeylerin olduğu bir kitapta okumuştum”.
Kontrol edemediğiniz şeyleri bilmenin ne manası var ki...
Çirkin binaların nedenini bilmenin ne önemi var, önleyemeyeceğimiz bir depreme hazırlansak ne olur hazırlanmasak ne olur, töredir böyle gelmiş böyle gider, bırakınız ölsünler, siz mi değiştireceksiniz okuduğunuz iki kitapla. Sanat, estetik ne boş işler. Demirciler Çarşısı Cinayeti’ni okudu diye, kanlısını öldürmekten vazgeçer mi sanıyorsunuz bir erkek?
“Aşk-ı memnu’nun kitabı çıkmış bu arada, diğer yakılacakların yanına ekleseniz...”
* * *        
Bilmemenin erdemli ve mutlu ettiği adam ya da kadın,  sokağa atmasın da beslesin mi doğurduğu o çocuğu. Neden eğitim versin, neden üstüne titresin... Hem sokaklar büyütür, gerektiğinde düşmana taş atmayı da öğretir hayat, erkenden olgunlaştırıp tecavüzü, istismarı da...
Bunları kitaplar öğretir mi sanıyorsunuz.
Bakın dünya değişiyor. Takip edilemez bir hızla...
Dünya değişsin, millet uzaya gitsin kimin umurunda. Buralar bize kalmayacak mı siz ona bakın. Hem de her ailenin “Eskiden buralar, dutluktu” diyebileceği kadar geniş toprakları olacak belki de... O topraklar üzerinde büyüyüp kök salacağız...
- Oh, bir sıcaklık yayıldı... Bakın, aydınlığı görüyor musunuz... Okunmayan kitapların alevi... Nasıl aydınlanıyoruz bakın, bir işe yaradılar  hiç olmazsa...
* * *
Bu arada aklıma  süper parlak başka bir fikir geldi...
Sonra yazarım...
Ama en azından başlığını söyleyeyim de merak etmeyin.
“Harika bir fikrim var, bütün  yazarları yakalım”.
Yazarın Tüm Yazıları