ÜNLÜ bir yönetmen, bir sohbet esnasında belli ki daha önce başkalarına da sorduğu bir soruyu sordu bana:
“Bir dönüm zeytin ağacı mı değerlidir, yoksa aynı genişlikte bir altın madeni mi?
“Tabii ki...” diye başladım. “Altın” diye kendisinden emin yanıt verdi, benim cevabımı beklemeden. “Tabii ki... Zeytin ağacı” diye düzelttim üstüne basa basa. “Hadi canım” diye çıkıştı bana “Satsan hangisi daha değerlidir, iyi düşün Ferzane?” “Ya satmasam?” * * * Hayattaki herşeyi parayla değerlendiren bu yönetmen, karşılığı parayla ölçülemeyen hiçbirşeyin değeri olmadığını savunuyordu. Değer ve değersizlik kavramları üzerine yeniden düşünmemi sağladı bu soru. Bir şeyi değerli kılan nedir sizce? Satılabilir olması mı? Özgürlüğünüzü ne kadara satarsınız? Ya da bir kolunuzu? Zor şartlarda, binbir güçlükle, yoklukla elde edilmesi mi? Yanan ormanlar, kum saatinden kayan kumlar gibi gözünüzün önünde eriyen topraklardan daha zor elde edilen neyiniz var sizin? Yenilir ya da içilir olması? Su petrolden daha mı az değerlidir (geleceğin su savaşlarını umarım görmeyiz) Yalnızca size ait olması mı? Sokakta yaşayan çocuklar sizin bir parçanız değil mi sanıyorsunuz belki de bu yüzden değersizler onlar. Eşi benzerinin bulunmaması mı? Yatırım uzmanlarının ‘al’ ya da ‘tut’ sinyali verdiği bir hisse senedi, sevgilinizin, çocuğunuzun, eşinizin size bakarak gülümseyişinden daha eşsiz, değerli olabilir mi mesela? * * * Değerli okuyucu, evet, neyin değerli olduğu kişiden kişiye ve biraz da ihtiyaca göre değişir. Yani değeri belirleyen sizsiniz. Kriterleriniz, bakış açınız, gereksinmeleriniz, aldığınız kültür. Bu durumda neyin, kime göre değerli olduğunu tam olarak kestiremiyoruz. Değerli olup olmadığı konusunda kararsızsanız, en iyi ölçüt o şeyin yokluğu galiba. Olmasaydı ne olurdu? Ne hissederdiniz? Neleri kaybederdiniz yokluğunda? Siz bunları düşündünüz mü mesela, hayatınızda sizi iyi ve mutlu hissettiren, yaşama gücü veren şeyler, olaylar, kişiler, varlıklar için? Değerlilik ölçütlerinin farklı olmasına rağmen, herkesin değersizlik ölçütü aynıdır oysa... Bir şeyden kolayca vazgeçebiliyorsanız, ‘ha olmuş ha olmamış’ çok da önemli değilse, onu korumak için çaba harcamıyorsanız, hatta kolayca yok ediyor, zarar veriyor, yıpratıyorsanız o şey değerli değildir, yani aslında gerçekte değeri olsa da sizin için değersizdir, siz onu değersiz hale getirmişsinizdir. Ama düşünün bakalım şimdi, değersiz, önemsiz sandığınız, varlığına alıştığınız ve bu yüzden belki varlığıyla yokluğunun farkında bile olmadığınız şeyleri... Olmasaydı ne olurdu? Cevabınıza göre; Ya çok sıkı sarılın ve koruyun, yani değer verin... Ya da bir gün gelir kaybederseniz, ‘neden’ diye sormayın...