Tarih: 22 Ocak 2012 Oyun: Bir delinin hatıra defteri Yazar: Nikolay Vasilyeviç Gogol Sevgili Günlük, aylardır bilet bulamadığım oyuna “mutlaka yardımcı olurlar” diye gönderildim. Kapıda bekliyorum 1 saattir. Benim gibi 50 kişi daha var biletsiz bekleyen. Bir delinin değil, deliren bir adamın hikayesi anlatılıyor oyunda. İtiraf edeyim üç sene önce izlemiştim o zaman boş koltuklar bile vardı ve Gogol ünlü değildi. Bu kez Behzat Ç. oynuyor diye geldim ne yalan söyleyeyim. Kapıda gardiyan bakışlı bir kadın. “Kenara çekilin, alanı boşaltın” diye bağırıyor. Kenara çekiliyoruz, sineye çekiyoruz bu azarı, oyunu izleyebilmek için. Yok yanlış anlama sevgili günlüğüm, beleşçi değiliz belki boş bir sandalye bulur köşede oyunu izleriz. Sinirliyim biraz. “Ben yetkili biriyle görüşmek ist...” “Birazdan çıkar, kenara, kenara!” diyor kadın gardiyan, erkek gardiyan da kenarı gösteriyor sevgili günlük. Tamamen hissiz davranmak konusunda usta olduğumu söyleyebilirim. Eğer duygusal yıkımla karşı karşıyaysam, hissizleşmem uzun sürmez. Beni etkilememesi için, elimden ne geliyorsa yaparım. Bileti olanlar giriyor içeri. Biz bekliyoruz ki boş yer kaldıysa 50 kişiden şanslı olan bir ya da iki kişi alınsın. Hiçbir şey söylenmeden gardiyan yüzümüze hapishane kapısını kapatıyor. Ben ileriye atılıyorum. “Durun diyorum bu şekilde davranamazsınız. Kimseyi almayacaksanız bizi burada neden beklettiniz, bu soğukta?” Sonra diğerleri benden cesaret alıp “Evet” diyor “Evet bize böyle davranamazsınız. En azından bir açıklama yapmanız gerekmez mi?” Cevap bile vermiyor gardiyan sevgili günlük. “İdare amiriyle görüşmek istiyoruz” diyor kalabalıktan biri. İdare amiri olduğundan emin olmadığım, toplama kampında, birazdan bizi toplu olarak gaz odasına sokacak bakışlı bir adam küçümseyerek bakıyor kalabalığa. Mırıldanıyor, ne dediğini anlamıyoruz bile ve buz mavisi gözleri hepimizi G-3 gibi tarayacak diye korkuyorum ben ve o iyi ki kapatıyor yüzümüze o kapıyı ve ölümden kılpayı kurtuluyoruz sevgili günlük. Her zaman nefret ettiğim bir şey. Beni delirtiyor sevgili günlüğüm. Bu şekilde aşağılanmak. Bugün bakışlarımızın sertliğini ve de yumuşaklığını düşündüm. Polyanna ya da barbar gibi. Hani ikisi de hayali karakter aslında. Aslında hayır. Hala delirmem için uğraşan bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Hayat niye böyle uğraşıyor ki benimle sence? Yeterince köşeye sıkışmışım zaten dostum, biraz insaflı olmalarını bekliyorum onlardan. Yoksa kendimi kontrol edemeyeceğimi sanıyorum. İşte ben bugün sinirliydim biraz.. Geçmişte kral vardı. Sonra kralcılık türedi. Zamanla kraldan çok kralcı olmak söz konusu oldu. Şimdi herkes kral. Herkes kralcı. Herkes kendi kendinden çok kralcı. Alem buysa, kral sensin. Kraldan çok kralcı olmak Kuraldan çok kuralcı olmak.. Ve düşünüyorum 50 kişinin aynı anda kendisini değersiz hissettirildiği yerden sanat mı çıkar günlük? Deli mi? İnsanım lan. İnsandan deli mi olurmuş? Köpekler işesin yüzüne. Bu yazdıklarımı sadece sen ve ben görebiliyoruz günlük. Sana da güveniyorum bu konuda, kimseye bahsetmeyeceğinden eminim.* * Nikolay Vasilyeviç Gogol