3 bisküvi

13 Ağustos 2011 : Silahlı eşkiyalardan, susuzluktan, çölden, sıcaktan kaçtık. Kampa ulaştık...

Haberin Devamı

Burada eskisi gibi aç kalmayacağımızı söyledi annem. Kollarımıza  mavi plastik bilezikler taktılar. İkiz kız kardeşime  yakıştı  ama ben takmak istemedim bileziği. Annem bunu takmazsam ekmek ve bisküvi alamayacağımızı söyledi. Kolumu uzattım.
14 Ağustos 2011 : Yan çadırın arkasında, kampın dikenli çiti bitmeden 4 adım yürürseniz görürsünüz. Şimdilik  gören tek çocuk benim.  Kırmızı bir çiçek, bebek çiçek.  Büyümesi gerek . Anneme söylemeyin,  bugünkü  suyumun yarısını ona verdim.
15 Ağustos 2011 : Yolunda gitmeyen bir şey oldu bugün. Annemin çığlığından anladım bunu. Sessizce atılan bir çığlıktı. Kısa, kesik, kimsenin duymaması gereken.  Yüzümü okşadı, beni öpücüklere boğdu ağlarken,  kardeşime sarılıp uzun uzun ağladı. Kardeşim yemek yemediği için annem üzgün biliyorum, ben de yemek yemek istemiyorum. Karnım açken bile oyun oynamak istiyorum. Kampın ortasına kadar yürüyorum ve bir daire çiziyorum. Bu bizim oyun bahçemiz diyorum. Gelenleri kaydedeceğim diyorum, kimse gelmiyor ...
16 Ağustos 2011 :  Dualar okudu annem başucumda. Ağladı. Yemek saati geldiğinde örtüye sardı,kucağına aldı, yüzümü saklayarak , bilezik takılı kolumu, örtünün altından bisküvitçiye  gösterdi.
17 Ağustos 2011 : Kampın dışına kadar yürüdük yiyecek bulmak için sonra geri döndük. Kampın dışına çıkanları geri almıyorlarmış. Cezalıymışız biz. Annem ağladı, yalvardı.  Ben de ağladım. Belki ben de ağlarsam bize daha çok acırlar diye düşündüm,  ama kardeşim ağlamadı. Annem  ikiz kardeşimle aynı beze sardı bizi, diğer beze  sayımız kadar  3 bisküvi ve su koydular.
18 Ağustos 2011 : Ne ekmeğini yedi ne suyunu içti, kardeşim yemek yemiyor. Giderek küçülüyor. Doktorlar koluna ucunda büyük bir iğne olan bir şişeyi bağladılar, yemek yesin diye. Onlar gidince annem   yüzüme örttüğü örtüyü açtı, elbisesini  ıslatıp her yerimi sildi.” Kokmamalısın bebeğim”  dedi. Çok ağladı, çok.
* * *
 Kokmamalıyım... söz veriyorum kokmayacağım anne.  Biliyorum  kokan çocukları kimse sevmez.
19 ağustos 2011 : Kokmamak için uğraşıyorum ama açık derimden içeri karıncalar giriyor, parçalar koparıyorlar ağzımdan, yanağımdan. Annem   bağırıyor karıncalara, yüzümü siliyor sürekli.
Karıncaların yediği yerlere ot dolduruyor kokmayayım diye.  Annem 3  bisküviyi alıyor, birini kendi yiyor diğer ikisini ikiz kardeşime yediriyor. Bana  bakıp ağlıyor, eğilip boşluklarımı otla kapatıyor...

 

Yazarın Tüm Yazıları