Zirvenin en büyük adayı

FENERBAHÇE’de, Aykut Kocaman’ın kaderi iki maçta çizilecekti. İlk yarıyı 9 puan geride kapatan takımının ikinci yarının ilk iki maçında göstereceği performans, Fenerbahçe’deki geleceğini belirleyecekti genç hocanın.

Zorlu geçeceğini düşünüyordu herkes. Rakiplerin kafasında “Antalyaspor ve Trabzonspor maçlarında F.Bahçe puan kaybeder, sarı lacivertli kulüpte kaos ortamı yaşanır” düşüncesi hakimdi. Hiç de beklendiği gibi olmadı. F.Bahçe, Medical Park Antalyaspor ve Trabzon maçlarını kazanıp, 6 puanı kaptı, zirvenin de en büyük ortaklarından oldu. Maçtan ziyade, Fenerbahçe’nin buralara nasıl geldiği önemli...
- Fenerbahçe’de devre arası yapılan çalışmaların, yüksek tempolu antrenmanların meyveleri toplanmaya başlandı. Tempolu, rakibi boğan, yardımlaşması üst düzey bir takım olmayı başardı lacivertliler.
- Arkadaşlık olgusu takıma yerleşti. Geçtiğimiz sezon son 8-9 maçta birbirine sarılan ve tek yumruk olan Fenerbahçeli futbolcular, ikinci yarının hemen başında bu birliği sağladı. Bu da pozitif futbol olarak sahaya yansıdı.
- Bir etken daha var aslında. Umarım öyle değildir. Yüksek bir meblağ, maç öncesinde oyunculara prim olarak vaadedilmiş. Bu para için mi acaba bu kadar tempolu ve göze hoş gelir bir futbol oynadılar, sanmıyorum. Şampiyonluğa inanmışcasına oynadılar aslında.
Şimdi bu tempoyu daha da yükseğe çıkarmaları lazım. Manisaspor, Kayserispor ve Beşiktaş maçları, şampiyonluk yolundaki önemli engellerdir Fenerbahçe adına. Bu 3 maç da sarı lacivertliler lehine sonuçlandığında, şampiyon Fenerbahçe olur.
Yazarın Tüm Yazıları