Paylaş
Tello’dan sonra en iyisi belki de Türkiye’deki en iyi maçını çıkaran İveşa oldu. Gole kadar iyi kötü tüm topları çıkardı, arkadaki gökkafes denen ucube binadan portakal atsalar tutacaktı sanki.
Beşiktaş taraftarının sabır eşiğini geçen oyuncular var; Ekrem Dağ’ın top kullanma tercihlerini tahmin etmek gazetelerin en zor seviyedeki sudokusunu çözmekten daha zor. Çabasına, enerjisine saygı duyulmalı ama maç içinde 26 kez denediği kendi ekseni etrafında dönme numarası kimseye sökmüyor ve Ekrem bunu yaparken ay ve güneş birer kez tutuluyor.
Çıkana kadar Veli Kavlak’ı bayılarak izledim. Taraftarın uzak ara en sevdiği Pektemek bugün yine saç baş yolduran Hugo’nun yerine girdi ve golünü attı.
Hugo sırıtıyor
Futbolcular hocalarından en çok adil olmalarını bekler ve takım içi adalet çok önemli olmalıdır; Karlos’u çok sevme ve kabullenme sebebimiz o’nun adaleti. Ancak bu adalet anlayışında Hugo sırıtıyordu.
Beşiktaş taraftarının kandaki alkol oranı bıraktığım gibi. Çok romantik çocuklar; şarkılar marşlar söylemeyi maç izlemeye tercih ediyorlar. Onlar “Bir derdim var bin dermana değişmem asla” derken az daha 1-1 oluyordu.
Hakem Yunus Yıldırım ilk yarıyı siyah, ikinci yarıyı turkuaz formayla yönetti, maçın temposunu geriye çeken, “dediğim dedik çaldığım düdük” tavrıyla Hugo’dan sonra en çok çıldırtan isim oldu.
Ciğere uzanan Cenk
Maç başlamadan önce kapalı üst tribünden yükselen “Beşiktaş’ın başkanı Serdal Adalı” sesleri kulağa hoş geliyordu. Seyri en hoş an, Tello’nun vuruşunda Cenk’in ciğere uzanan kedi hamlesiydi. Batuhan’ın protestolara rağmen taraftarı alkışlayarak sahayı terk etmesi güzel fotoğraftı. Hak etsin yada etmesin, eski futbolculara vefanın bir Beşiktaşlı refleksi olduğunu hatırlatmak isterim.
Paylaş