Paylaş
HAFTANIN ŞAKASI BEŞiKTAŞ
Önümüzdeki sezon da bu oyuncu iskeletiyle oynamak zorunda Beşiktaş. Çete gider, reçete gelir. Gaza gelmenin hiçbir anlamı yok. Üstelik gaz düne oranla yüzde 19 daha pahalı artık.
MAÇ tarihi 1 Nisan’a denk gelirse nüktedan Beşiktaşlı bunu ıskalamaz elbet; yeni seçilmiş yönetime “istifa” tezahüratı yapar, bu yıl tanık olduğumuz en güzel 1 Nisan şakasıyla güldürür yüzümüzü. Kaleci Cenk’in Beşiktaş formasıyla en iyi performansını çıkardığı maçı Karlos’un “rakip bir kere geldi gol buldu” diye okuması da bence 1 Nisan şakasıdır... Kü7’nin 4 dakika sakat sakat oynaması da... Yardımcı hakemin sakat olan Kü7 yerine Al-meyda’nın numarasını kaldırması da... İnönü eşek şakasına doymaz yıllardır doymadığı gibi...
Beşiktaş’ın ‘düşmemeye oynayan’ rakibine şahane bir gündüz maçında sahasında yenilmesi de şakadır olsa olsa... ”Düşenin dostu olmaz” derler: büyük yalandır, şaka değildir... Beşiktaş düşenin dostudur... Bizimkiler için sezon bitmiş... Pileyof’a Beşiktaşlı’nın ‘of’ları damga vuracak belli ki: ’görünen köy Karlos’u istemez’... Karlos-Tayfur görev değişikliği filan diyorlar; ”ı-ıhh”... çalışmaz... Bu oyuncu grubu ligi bitirmiş kafalarında... ‘Bahanelerin prensi Karlos’ da. Şu form durumuyla ‘Bursasporlu bir pileyof’ daha renkli olabilirdi kanımca. Biz bu ‘Süper Final’ gazıyla gözümüze sokulan turnuvanın etkisiz elemanı oluruz. Toplamda sıfır çarpımda biriz ve haksız da değiliz ”başkan bunların alayını sat” diye bağırırken ama mümkün değil...
Önümüzdeki sezon da bu oyuncu iskeletiyle oynamak zorunda Beşiktaş... Çete gider, reçete gelir... Gaza gelmenin hiçbir anlamı yok... Üstelik gaz düne oranla yüzde 19 daha pahalı artık... Hükümetin ‘’doğalgaz fiyat düzeltmesi” yeni Beşiktaş yönetimine ilham versin... Özkaynak dediğimiz şey Beşiktaş’ın doğal gazıdır, düzeltin gitsin... Yıldız bekleyen hayalperest taraftar bir kaç sezon gökyüzünü seyretsin, hiiiç gaza gelmesin... Ama kayan yıldızlardan dilek tutabilirler...
Guti... Tabata... Delgado... Ayilton... Simaovv... Kleberson... Artık enerji israfına son; yok öyle 15 kişi gelsin 20 kişi gitsin kafaları... Bu yönetimin gelecek yıl için tek transferi ‘Mali’den. Disiplin Agüero... Yıllardır ‘emekli yıldız’ transferine alıştırılmış genç Beşiktaşlı’nın hevesini kırıyorum biliyorum ama hepsi şaka idiyse bu gerçek; önümüzdeki en az üç ‘1 nisan’ Beşiktaşlı için çok zor geçecek.
Ben de son nefesime kadar koca Beşiktaş’ı öksüz bırakan büyük başkan yüce insan Yıldırım Bey’i hasret ve hararetle anıyor olacağım. Şaka be... Şaka, şaka...
HAFTANIN MAÇI
NE güzeldi. Onbinlerce bordo-mavi bayraklı inanmış taraftar. 34. dakikaya kadar. Terli fanilaları atletleri sahaya atmakla Fenerbahçeli oyunculara ‘alın teri’ göndermesi yaptılarsa kendilerine son kez hatırlatayım ki içinde ‘alın teri-Fenerbahçe-şampiyonluk’ geçen ilk cümleyi geçen yılın mayıs ayında kaptanları Tolga Zengin kurmuştu ve haklıydı da...
Keşke mümkün olsaydı da iki takım birden şampiyon ilan edilebilse idi... Maç başındaki o güzel taraftar ‘öfkesine’ yenik düşünce tribün güzelliği bitti... Futbol öfkeden büyüktü... Fener attı... Kaçırdı... 1 Nisan’ın en sulu şakasını Avni Aker’in direkleri Fener’in forvetlerine yaptı... Sahaya defalarca ve her şey atıldı... Bir çakı... Volkan’ı sıyırıp geçti... Ne acıdır ki o bıçağın o’na isabet etme ihtimalinden haz duyan taraftar modeli bu ülkede baskındır... İleri demokrasimizin Padişahı geçen hafta “5 yıl Avrupa’ya gitmezsek bi şeycikler olmaz” buyurdular... ”Futboldaki terör önlenmezse ben de Margaret bacım gibi bu ülkede futbolu yasaklarım” buyursalardı bunu anlamak ve desteklemek mümkün olabilirdi. Yazık. Bu güzel oyunu nefret savaşına çevirip sahaya bıçak atacak kadar gözdönmüşlüğü. Kana susamışlığı. Öfkebazlığı anlayabilmek yeteneklerimi ve insanlığımı aşıyor maalesef. Düşünün Aleks sakatlanıyor ve kadın-çocuk taraftar “oh oh” diyebiliyor. Lik tivi’nin kale arkası pilot kamerası marifetiyle bir taraftar gözümüze sokuyor ortasında Aziz Yıldırım fotoğrafı yer alan ‘amerikan doları’nı... Bu olmamalıdır dillere destan Karadenizli mizahı... ”Organize işler” şarkısıyla yapılan gönderme. Fenerlinin sevgili Kazım’ın şarkısıyla yaptığına misilleme miydi. Maç berabere bitmeseydi asla bitmeyecekti... Hükmen’e gidecekti... Taraftar olayları ve terörü bu maç üzerinden yazıyor olmam Trabzon taraftarına mal ettiğim anlamı taşımasın rica ederim... Bu ortak sorunumuz... Ortak paydamız... Süper final sürecinde 4 statta da yaşanması muhtemel. Şenol Hoca’nın maç sonu birleştirici açıklamaları... Her pozisyonda birbirini öpen okşayan iyi niyetli futbolcuların güzelliği ders olmaz bilirim... Şunu da bilirim ki taraftar takımını bayraklarla marşlarla sevince güzel. Rakibinden nefret ederken değil. Ah Kazım... Rahat uyu güzel kardeşim. İyilik eninde sonunda bu maçı kazanacak ve Trabzonspor bir gün gerçekten de ‘güçlüyü yenen masal kahramanı’ olacak gel gör ki o gün dün değilmiş.
HAFTANIN TAKIMI
“Çarşamba’yı sel, Antalya’yı yel aldı”
İNANMIŞLARDI... Hepsi canla başla oynadı... Serdar Özkan bile iyi oynadı düşünebiliyor musunuz, o derece yani. Kaptan gemisini kurtardı... Kaleci Ertuğrul 6 pastan Veli’ye Al-Meyda’ya nanik yaptı; “düşmeyeceğiz” dedi... Samsunspor haftanın güzeliydi...
Şimdi ben nefis futboluyla Uğur Boral’ı önümüzdeki yıl Beşiktaş’a önersem Çarşı’nın darağacında asılır giderim. ’Fe abi bize Fenerin eskisini öneriyor’ diye... Fotoğraf çekmek isteyenler bunu çeksin işte.
Fenerbahçe’de mevkiinde ilk ikiyi zorlayamadığı için Samsun’a ayak basan Uğur Boral koca Beşiktaş’ı darma duman etti... Ama maçın değil haftanın adamı... Hem de oynamadan Gekas... Kiralık... Sakat... Sezonu kapatmış ama ne gam; ”bana ne” dememiş... Tribünden de olsa takımıyla beraber... Bir inanmışlık... Bir profesyonellik... Bir güzellik abidesi gibi... Bizim kırmizı ceketli çete reisi de sakatlandıydı da “ülkemde geçireyim” dediydi... ”Orda bana daha iyi bakarlar” filan... Anlayana sivrinek saz... Anlamayana Çeh Fabregaz. Helal sana Gekas... Adamın dibi Gekas... Bizim ‘dipteki adam’a da dilerim ülkesinde iyi bakarlar.
HAFTANIN HÜZNÜ
24 yaşında ms hastalığına yakalanıp kariyerini yitiren Olin Edirne’nin kadersiz oyuncusu Kris Rayt.
HAFTANIN GÜZELLERi
MESUT Bakkal... Canhıraş bir halde taktik veriyorken üzerine gelen topu görünce taktiği filan unutup... Heyecanla göğüs istopu yaparken... Baroni. Golü attıktan sonra hocası Aykut Kocaman’ı taklit ederken. Bir pozisyonda rakibinden ‘alnından öperek’ özür dilerken. Ve 1 Nisan şakasıyla Beşiktaş taraftarı.
HAFTANIN iNTiKAMI
SARACOĞLU’ndaki derbide Baroş’un topu Fener direğinden dönünce Cimbom’lular toplu halde ve tek tek ah etmiş olmalılar... Fener’in, Trabzon’da direkleri dövmesi bundan olabilir.
HAFTANIN OFSAYT’I
BİR boya firmasının reklam filminin sloganına takıldım... ”Hayattan rengi çıkar geriye bi şey kalmaz” diyor. Yıllar önce İnönü’de dile gelip dilden dile yayılan bir tribün motto’su vardır bu ülkede “delikanlı adam renkli takım tutmaz” diye. Pazarlamada birinci ilkedir yerel değerlere, dile, sosyal hassasiyete dikkat etmek... Bu ülkeye gelip de soyadıyla anılmayan tek yabancı futbolcu olmuştur. Falko Götz’e Falko dediysek bundandır. Hayattan bütün renkleri çıkarsan da geriye Beşiktaş kalır... O da anlayana ab-ı hayattır azizim, fanatik miyim neyim?
Paylaş