Paylaş
Tiyatro, Oyunculuk ve Yazarlık gibi farklı sahne sanatları disiplinlerini bir araya getiren Toy İstanbul’un festivali Toy Fest’i, kurucu direktörlerinden Cengiz Temel anlatıyor.
**Öncelikle Toy'un yola çıkış hikayesinden kısaca bahseder misiniz?
Toy İstanbul daha ilk sezonunu bitirmiş genç bir sahne… Biz Toy’u kurarken herhangi bir tekkeleşmeye gitmeden bütün bağımsız tiyatrolara ve sahnesiz sahnelere destek olmak istedik. Bu tiyatroları ve oyunları iyice duyurmak ve seyirciyle buluşturmaktı, maksadımız. Ayrıca kapanan tiyatrolara da sahne olmayı amaçladık.
**Bağımsız tiyatro gruplarını, oyunlarını tek bir çatı altında bir araya getirmek, ahenkli bir program yaratmak kulağa hayli güç geliyor. Metodonuza dair ne söyleyebilirsiniz?
Buradaki temel nokta, ortak bir dil bütünlüğüne sahip, derdine inandığımız, katıldığımız oyunları ve metinleri göz önünde bulundurarak seçimler yapmak. Aslında Toy İstanbul’un mottosu oldukça net, yalın: Bağımsız tiyatrolara, sahnesiz sahnelere destek olmak için yola çıktık.
**Henüz birinci yılınızı doldurmadan Toy dağarcığına bir de tiyatro festivali eklediniz. Festivali oluşturmada temel motivasyonunuz ne oldu?
Toy İstanbul var olduğu sürece her Mayıs ayında yapmak istediğimiz bir festival, Toy Fest. Şu an birincisi gerçekleşiyor. Biz sezonu açmamızdan bu yana 24 oyuna ev sahipliği yapmışız. Bu zaman zarfında bizi destekleyen ve sezonda da bizimle olan bütün oyunlardan bir seçki aslında bu festival. 27 Mayıs’a dek her gece farklı bir oyun izlemek mümkün.
**Toy İstanbul serüveni devam ederken hiç sizi şaşırtan, farklı bir bakış açısı geliştirmeye yönlendiren deneyimler yaşadınız mı?
Genellikle seyirci ve oyun günleri beni şaşırttı diyebilirim. Meğer oyunların da kendi içinde bir fısıltı gazetesi varmış! Eğer bu doğru işlerse hiç olmayacak bir günde salon dolabiliyor. Bir de hep son dakika durumu var; gün içinde bilet sayısı bizi hiç tatmin etmezken son 2 saat içinde bir anda kapalı gişe olabiliyorsunuz. Aslında herşey her an hep sürprizli.
**Avangard oyunlar sadece kendi izleyicisi ile mi buluşuyor? Yoksa sizce artan bir ilgi mevcut mu?
Avangard tiyatroların sayısında eskiye göre bayağı bir artış var. Seyirci tiyatroda yenilik ve değişik anlatımlar istiyor. Bunun için yeni Türk yazarlar ve yönetmenler yetiştiriliyor: Yeni Metin Yeni Tiyatro gibi. Biz de oyunlar geldiğinde elimizden geldiği kadar seyirciye duyurmaya çalışıyoruz.
**Geçen mevsimde Toy İstanbul sahnesinin öne çıkan oyunlarını sorabilir miyim?
Dediğim gibi 20 küsür oyuna ev sahipliği yapmışız. Bütün oyunlar kendi içinde biricik ve çok değerli. Toy İstanbul tüm bu oyunlara ev sahipliği yaparken arada kendi prodüksiyonu da yapmayı başardı. Kemal Hamamcıoğlu'nun yazdığı Bahar Kerimoğlu'nun yönettiği ‘Kaplan Sarılması’nda Şebnem Bozoklu ve Kerem Fırtına rol aldılar. Bizim için çok heyecan verici bir deneyimdi, bu. Sonra Meltem Cumbul’un yönettiği oyun ‘Blu’.. ‘Çıkmaz Sokak Çocukları’ ve ‘Yuva’, ‘Medet’, ‘Tesir’, ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’, ilk aklıma gelenler… Bu oyunlar da prömiyerlerini Toy İstanbul'da gerçekleştirdiler. Fakat dediğim gibi bütün oyunlar kendi içlerinde çok değerli çok özverili ve çok emek sarfedilen projeler… Festival sürecesinde her gece farklı bir oyun izlemek mümkün. Cuma akşamları ise kendi prodüksiyonumuz olan ‘Kaplan Sarılması’ var. 27 Mayıs’a dek süren festival boyunca seyirciler oyunları 35 liradan izleyebilecekler.
**Sonbahar için şu an anabileceğiniz sürprizleriniz var mı?
Birçok yeni oyun ve yeni atölyeler olacak. Şimdilik sürprizli kalsın. Bir süre sonra sosyal medya hesaplarımız üzerinden duyurumlarına başlayacağız.
Paylaş