Paylaş
Pek çoğunuz gibi benim de kendimi en iyi hissettiğim yerlerin başında kitapçılar geliyor. Bir gün bir kitapçım olsa hayalime ise artık yakın çevremdekiler gülüp geçiyor; kitaba ayrılacak zamanı ötekileri röntgenlediğimiz sosyal medya anları uğruna çoktan kaybettiğimizi hatırlatıyorlar bana. Ancak zamanın ruhuna karşı koyulmayacağını bilmemiz, okumanın hayata kattığı derinlikten vazgeçmemiz için de gerekçe olamaz. Eh, sıkı okur yazar kimliğiyle tanınmış bir millet de değiliz. O halde İstanbul’un birkaç köşesinde duran ; varlıkları ‘şehirli’ ve ‘evde’ hissetmemize destek olan butik kitapçılara sahip çıkmayı kitapseverler olarak da mesele edinmeliyiz.
Müslüm Uzun Nişantaşı’nın şık kitapçısı Patika Kitabevi’nin 14 yıldır sahibi. Semtin en sevilen esnaflarından biri... Çevre sakinleri, kitap/dergi alışverişini bu zevk sahibi dükkanda yapmayı özellikle tercih ediyor. Dükkanın bir köşesini café’ye dönüştürmeleri de burada geçen zamanı daha da kaliteli kılıyor. “Benim için kitaplar ve kitapçılık yaşam biçiminin parçalarıdır. Kendimi bildim bileli güzel sanatlar ve kitaplarla ilişkiliyim” diyor Uzun… Tüm zorluklara inat, adeta bir misyoner azmiyle kendini adadığı bu iş/yaşam şekli giderek daha çok yer kaplamış hayatında… Beyoğlu’nun kitapçılarında kazandığı satış deneyimi onu Remzi Kitabevleri’nde yöneticilik pozisyonuna taşımış. 21 yıllık bu toplu deneyimin ardından açtığı butik kitapçısı, sadece eserlerle değil hizmeti ve ambiyansıyla da fark yaratıyor. Antik heykeller, gösterişli ahşap masanın üzerine yayılmış sanat objesi kılıklı kitaplar, bembeyaz rabıtalar, deri koltuklar ve taze kahve kokusu. Bir kitapsever için baştan çıkarıcı bir ortam olduğunda sanırım şimdi siz de hemfikirsiniz… (Uzun, hizmet ve ambiyans niteliklerinin artık kitaptan alınan keyfin parçaları olduğunun altını çiziyor.)
Okuma oranı açısında dünya istatistiklerinde gerilerde bir yerde olduğumuz ise O’nun da reddedemediği bir gerçek. Teknolojinin hayatımızdan çaldığı zaman için yorumu ise, konfora karşı koyamadığımız yönünde… “Yok saymak ve görmezden gelmek artık her sektör için imkansız” diyor. Bilakis; Patika Kitabevi olarak bu süreci kendi lehlerine çevirmeyi tercih etmişler. Devrin sunduğu bu yenilikler üzerinden bilgilendirmeler yapıp iletişim kurmayı önemsiyorlar. “Biz de sosyal medya sürecinin insanların kitapla kurduğu ilişkiye, okumaya katkısının ne olacağını ve nasıl olması gerektiğini anlama sürecindeyiz. Asıl amaç bütün kanallardan kitap kültürünü ve hayatımızda olmazsa olmazlığını anlatmak olmalı” diyor. Yakında açılacak web sitelerinden alışveriş yapılabilecekmiş. Ayrıca Patika müdavimleriyle zaten sürekli ilişki içinde olduklarını da vurguluyor. Yakın yerlerdeki ofislere, evlere servis yaptıklarına da birinci elden şahidim. İlk dalganın dışındaki yerler için de her zaman kargo seçeneği mevcut.
Peki, bir kitabevinin güncelliği sadece son çıkan kitaplar sunmasından mı geçer? Uzun hemen kitabevlerinin sadece satış noktaları olmadığını vurgulayarak söze başlıyor. Patika dahilinde yaptıkları imza günleri geliyor aklıma; söylediğine göre bu tip faaliyetler artarak devam edecekmiş. Yine benim gibi Amazon’dan korkan(!), yabancı kitapları da buradan almaya çalışan kesim için faydalı bir haber, bu konuda daha da cesur davranacaklarını duymaktı. Yurt dışından ‘best seller’ ekolü kitaplar değil, farklı temadaki güncel yayınları getirmelerinde en önemli yol gösterenleri, müdavimleri imiş. Onların kişisel kitap tercihleri de Patika’nın seçim yapmasına yardımcı olmuş.
Ekonomik darboğazın ‘trend topic’ olduğu bu ilkbaharda konuya dair fikrini alarak bu metni noktalamak istedim: “Son 15 yılın en katı dönemini yaşıyoruz”, diye anlatıyor: “Bu dönemlerden en çok etkilenenler kitapçılar ve kültür hayatı olur. Biz bu süreci butik kitapçı olmanın tüm artılarına yüklenerek, faydalarını mümkün olduğunca iyi kullanarak geçirmeye çalışıyoruz. En büyük dayanağımız sürdürülebilir olmamız…”
Paylaş