Paylaş
Türk tasarım dünyası içinde yer alan nice yeni marka var; hepsinin başarılı olması elbet gönlümüzden geçen... Ama aralarında dersini iyi çalışmış, marka konumlamasını yolun başında yapıp buna riayet eden, tasarım çizgisi ve malzeme kalitesinden ödün vermeyen markaların arayı açtığı da bir gerçek. Konu mayo ve sahil giyimine geldiğinde piyasaya çıkar çıkmaz şöhret kazanmış iki markadan söz edeceğim size. Alman usulü tatil planlarını erkenden yapan o ayrıcalıklı kesim, şimdiden modellere alıcı gözüyle bakmaya başlasın.
Buse Uğur ve Ezgi Bozkurt’un ortak projesi olan bu mayo markası İstanbul’un ‘boho chic’ genç kadınları arasında çok tutuluyor. Buse Uğur bale kökenli, dans ettiği dönemlerde de kendi bale mayolarını tasarlarmış. Plaj için istediği gibi yalın çizgili tasarımlar bulamaması, 5th Position’ı kurmada itici gücü olmuş. Kendine özel yaptığı mayoların çevreden gördüğü ilgi, 5th Position’ın kurulmasını hızlandıran nedenlerdenmiş.
Ortağı Ezgi Bozkurt ise endüstri tasarımcısı ve modelliği de birlikte yürüten bir isim. ‘Tek parça mayo giymek bir süredir moda. Türk kadınının reaksiyonu nasıl oldu sizce’ diye sorduğumda giderek artan bir ilgiden bahsediyor Bozkurt… “Olumlu yönde ciddi bir değişim var”, diyor: “Güneşlenirken bikiniyi tercih eden, tek parça mayonun sadece ince uzun silüetlere yakıştığını düşünen, mayoların kuruma hızıyla sorunu olanların sayısının azaldığını görüyoruz.” Tek parça modeller sanılanın aksine pek çok kadın için daha garantili bir seçim, aslında. Bozkurt, bedeni bölmediği için tek parçaların ince bir silüet yarattığının altını çiziyor. Bir de 5th position tasarımlarında çift kat kumaş tercih etmelerinin vücutta korse etkisi yaratmada da katkısı oluyormuş.
Şahsen üst niyetine giyilen tek parça mayoları oldum olası şık bulurum. Yaz boyu etekle, sortla gayet güzel bir araya gelen bu parçanın şık partilerde yüksek bel pantolonlar, hatta takım elbiselerle bir arada giyilmesi fikrini Ezgi Bozkurt’tan dinlerken hemen ikna oluyorum! “Tek renk mayo seçecek olsanız…” cümlemi Buse Uğur anında tamamlıyor: “Öncelikle denemeye açık olmak lazım. Başta bana bu kesim/bu renk yakışmaz deyip deneyince fikrini değiştiren çok müşterimiz var. Favori rengin ne diye sorarsanız, cevabı belli: Kesinlikle beyaz…” diyor.
Tasarımcı Ceylin Türkkan hal ve gidişinden son derece memnun oldukları markaları Sand&Blue’dan bahsedildiğinde sözü hemen yola birlikte çıktığı ortağı Dilek Arslanoba’ya getiriyor. Arslanoba ile daha üniversitede ikinci sınıfta okurken ortak olmalarını kendisi için dönüm noktası olarak nitelendiren Türkkan, “Hayatta hayal etmek kadar etrafınızı kimin çevrelediği de bir o kadar önemli. Size ayna tutacak, hayallerinizin peşinden gitmeye teşvik edecek ve yardımcı olacak insanlara ihtiyacınız var”, diyor.
Tasarımcı için bu denli az malzeme ile kendini ifade edecek bir ürün ortaya çıkarmadaki ‘meydan okuma’ faslını seviyor Türkkan. Kadın vücudunu kabullenen, ortaya çıkaran, az kumaş ve aksesuar kullanarak türlü tasarım yapabildiğiniz bir giyim unsuru olduğu için mayo/bikini tasarlamaktan aldığı keyfi aktarıyor.
Bana sorarsanız Türk kadınları moda trendlerini takip etmede hayli atik. Tek parça mayolarla verdikleri imtihanı bir de Türkkan’a soruyorum: “Artık şık ve etkileyici kadınların yaz gardroplarında mayoya olan ilgilerinin arttığını görüyorum”, diyor Türkkan. Kendi markalarına özel paylaştığı istatistik de açıkçası bana sürpriz oluyor: Biz bikininin hala vazgeçilmezliğinden dem vuralım, Sand&Blue koleksiyonlarında ikisinin satışı başabaş gitmekteymiş!
Türkkan derin V yaka mayo modellerini gömlek içinde, halter top bikini üstlerini de ceketlerle giyildiğinde şık buluyor. “Mayoda tek bir renk seçecek olsanız…” soruma cevabı, tereddütsüz:. “Özellikle sırtı açık, önünde hafif detaylarla renklenmiş bir mayo”, gözünün önüne ilk gelen…
Paylaş