YUNANİSTAN, en büyük soğuk savaş sırrı ile yüzleşip, otuz yıldan beri sırtında taşıdığı 17 Kasım Örgütü'nden kurtuluyor.
Bu gelişme Yunan dış politikasında çok önemli bir değişimin de habercisi, üstelik de Türkiye ile doğrudan ilintili.
Bundan üç yıl önce Avrupa Birliği'nin en iğreti üyesi olan Yunanistan, derin devletinde giriştiği ideolojik bir temizlik harekatı ile hem Avrupa ile entegrasyonunu tamamlıyor hem de, 'üçüncü dünya'cılığı geride bırakıyor.
* * *
BU süreçte Atina yalnız değil. Aslına bakılırsa Simitis Hükümeti bu adımı ABD'nin zoruyla attı.
Adını, cunta tarafından şiddetle bastırılan, 17 Kasım 1973'deki öğrenci eyleminden alan terör örgütü son yıllarda Washington'un merceği altındaydı.
Öcalan'ın, Yunanistan'ın Kenya Büyükelçiliği'nde yakalanması süreci ateşledi.
Bir yıl sonra, CIA tarafından yürütülen bir soruşturmada, PKK ile 17 Kasım arasında ilişki olduğunu gösteren bilgilere ulaşan Clinton Yönetimi Atina'yı uyardı.
O zamanki Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, soruşturmanın sonuçlarını Avrupa Birliği'ne iletiyor, ABD baskısına Avrupa'nınki de ekleniyordu.
Washington, PKK ilişkisini ortaya çıkartan iddiasını 10 kişilik bir isim listesi ile güçlendirdi.
Haziran 2000 tarihli Avriani Gazetesi'nde yer alan bir haberde Clinton Yönetimi'nin Yunan Hükümeti'ne, 17 Kasım Örgütü ile ilişkisi olan 10 kişilik bir isim listesi verdiği açıklandı.
Bu sırada, 17 Kasım, İngiliz askeri ateşe Saunders'i öldürüyor, Washington da çileden çıkıyordu.
Zaten, ABD'nin 2000 yılı terör raporunda Yunanistan, ‘‘Terörizmle mücadele konusunda Pakistan ile aynı kategoride’’ ilan edilmişti.
Suikastten sonra eski ve yeni CIA başkanları konuşmaya başladılar. CIA'nin eski Başkanı James Woolsey, ‘‘Yunan Hükümetinde yer alan bazı kişilerin 17 Kasım'ı tanıdığına inanıyorum’’ diyecek ve devam edecekti ‘‘25 yıldır Yunan hükümetlerini 17 Kasım'ı izlemeye ikna etmeye çalışıyoruz. Ama hiçbir yanıt alamadık. Yunan Hükümeti 17 Kasım'a yönelik soruşturmada ciddi değil.’’
CIA Başkanı George Tenet ise güvenlik konularından sorumlu bir Yunanlı bakan ile yaptığı görüşmede‘‘Yeter artık. Teröre karşı harekete geçin’’ diyordu.
* * *
17 KASIM, Türk-Yunan ilişkilerinin önündeki en büyük engel olan Megali İdea, yani büyük Yunanistan ideolojisi ile beslendi, solculuk kılıfına bürünerek dokunulmazlık kazandı.
1980'li yıllarda, Ortadoğulu ‘‘kurtuluş’’ örgütlerine kucak açarak petrol zengini Arap ülkelerinin yatırımlarını ülkeye yönlendirme hesabına giren Andreas Papandreu ‘‘anoigma’’ yani Arap dünyasına açılma politikalarını benimsedi. Kıbrıs harekatından sonra, Arap dünyasının Türkiye'yi ve Türk tezlerini desteklemesinin önüne geçmeye öncelik verdi. Suriye, Irak ve Libya ile ilişkiler kurdu. Ermeni teröristleri korudu daha sonra da PKK'ya kucak açtı.
17 Kasım, Türkiye karşıtlığının siyasi prim yaptığı bir dönemin ‘‘günahı’’.
Yunanistan'ın bu günahtan kurtulması, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs'ın önüne yeni ufukların açılması demektir.