Şiddete çare yok mu?

BİR insana çarptıktan sonra onu yerde bırakıp kaçan sürücü ile zehirli varilleri toprağa gömen iş adamı arasında ne benzerlik var?

Kulaklarına küpe takan, yaptığı resimde çıplaklığı çalışan, üniversite kampüslerinde bahar bayramlarını kutlayan öğrencilere döner bıçakları ile saldıranlar ile gırlağını yırtarcasına bağıran politikacının kavgacı üslubunun nedenleri hangi noktada buluşur?

Namuslarını temizlemek için kızlarını öldürdükten sonra zafer işaretiyle poz verenler, karısının bacaklarına ateş ettikten sonra hızını alamayıp yüzünü jiletle doğrayanlar ile köpekleri, kedileri göz kırpmadan öldürenleri bu sonuçlara iten nedir?

Son bir hafta içinde medyaya yansıyan olaylardan seçtiğim örnekler bunlar.

Hepsini birleştiren bir nokta var. Farklı gibi görünse de hepsinin altında yatan şey aynı. ŞİDDET.

Aslında hepimiz farkındayız, sorunlarımızı şiddetsiz çözemez hale geldik. Çare bulamıyoruz. Öfkemizi yönetemiyor ve şiddete teslim oluyoruz. Bir kere teslim olduktan sonra da bütün sorumluluklarımızı yitiriyoruz.

Bu durumu kabul mü edeceğiz? Hiçbir şey yapmadan, öyle uzaktan, fazla şaşırmadan?

Rüyadaymışçasına, uyanınca her şeyin düzeleceği aldatmacasıyla idare mi edeceğiz?

Çare yok mu?

***

BOĞAZİÇİ
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Fatoş Erkman, son zamanlarda şiddete karşı çözüm aranan tartışmalarda ailenin işaret edildiğini söylüyor. "Şiddete çözüm aileden başlamaz. Okuldan başlar" diyor.

Geçen hafta bir grup gazeteciyle bir araya gelen Prof. Erkman ve bu konuda çalışan bazı öğretim üyeleri, Boğaziçi Üniversitesi’nde "Barış Eğitimi Merkezi" açmak için çalışmaya başladıklarını açıkladılar.

Profesör Fatoş Erkman, şiddetin ortaya çıkmasını, daha doğrusu şiddetin oluşmasını engelleyen stratejiler geliştirilebileceğini anlattı bize.

"Başka hiçbir seçim hakkımız yok. Barış eğitimi okullara girmek durumunda. Biz oluşturmayı istediğimiz Barış Eğitim Merkezi’nde eğiticileri eğitmeyi amaçlıyoruz öncellikle. Sınıf öğretmenleri, çocuklara şiddete baş vurmadan çözüm yöntemlerini öğretmeliler. Ayrıca, ailelere de en kolay ulaşacak olan kurum okuldur" diyor.

Bu merkezde şiddet dışı çözüm yöntemleri öğretilecek. Ayrıca barış eğitiminin Milli Eğitim’in programına alınması amacıyla müfredat geliştirilecek. Büyükler ve küçüklere yönelik sivil toplum projelerini oluşturarak "toplumun şiddete karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek" de merkezin amaçları arasında.

Türk-Yunan barışı için çalışan kadın barış girişimi Winpeace’in de eğitimcilerin katkısıyla geliştirdiği bir barış eğitimi programı var. İki ülkede pilot okullarda uygulanan ve geçen yıl Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıtımı yapılan program, bu yıl 5 Mayıs’ta Atina’da Yunan eğitim bakanlığının da katılımıyla kamuoyuna tanıtılacak. Önyargılara karşı farkındalık yaratmak ve şiddet dışı yöntemlerle sorunların çözümü öğretiliyor bu programda.

Boğaziçi Üniversitesi’nin Barış Eğitimi Merkezi girişimine, Winpeace de destek veriyor.

***

İNSAN
ve bütün canlıların haklarına saygılı, çevre ve yaşam bilincine sahip, kültürler arası farklılıklara anlayışlı, şiddetsiz bir toplumu hayal etmek boş bir iş mi? Artırırız cezaları olur biter mi?

Ceza ile toplumu esir almak üzere olan şiddetin önüne geçemeyiz. Şiddet toplumunu yarattığımız gibi şiddetsiz toplumu da geliştirecek olan bizleriz.

Şiddetin çaresi eğitimde. Ve bu sadece bir sivil toplum sorunu değil. Bir devlet meselesi, bir siyaset sorumluluğu.
Yazarın Tüm Yazıları