Paylaş
BRÜKSEL'de hazırlanmakta olan raporlara yansıyacağı için, Ecevit'in geçen hafta Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamanın yankılarına bugün de devam etmek istiyorum.
Türkiye'nin AB'ye uyum konusunda tam bir sorumluluk üstlenmek yerine ‘sulandırılmış taahhüt’te bulunduğunu düşünenlere karşın AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi farklı bir yaklaşım içinde.
Prodi, önceki akşam İstanbul'da bulunan İtalyan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Umberto Vattani'yi telefonla arıyor ve onun aracılığıyla bugün Ankara'ya ‘açıklamayı olumlu bulduğu’ mesajını gönderiyor ve ‘Türkiye iyi yolda’ diyor. Prodi'nin mesajı Komisyonun resmi tepkisi anlamına gelmiyor ancak ağırlığını da gözardı etmemek gerekiyor.
* * *
BUGÜN Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Faruk Loğolu ile İstanbul'da bir araya gelecek olan Vattani ile önceki akşam sohbet fırsatı buldum.
D'Alema hükümeti sırasında ve Öcalan döneminde yaşanan krizin geride bırakılmasından çok memnun görünen Vattani, Türkiye'nin cesaretini kıracak açıklama ve girişimlerden kaçınılması taraftarı.
‘Biz, bugünkü koşullarda Türk hükümetinin verdiği sözleri anlamlı buluyoruz. Prodi de aynı şeyleri söyledi. Ancak hızlanmak ve daha ileri adım atmak gerekir’ diyor.
Prodi ayrıca, Vattani'den Ankara'ya İsmail Cem'in davetini kabul ettiğini iletmesini istiyor.
Komisyon Başkanı, yıl sonuna kadar Türkiye'ye gelmek istediğini bildiriyor.
* * *
‘İTALYA Kıbrıs konusunun Katılım Belgesi’nde yer almasıyla ilgili nasıl bir tavır benimsiyor?' soruma Vattani'nin yanıtı ilginç.
‘Biz, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda atacağı adımları engelleyecek, canını sıkacak her hangi bir şeyin katılım belgesine girmesine karşıyız' diyor Vattani.
İtalyan Dışişleri'nin deneyimli diplomatı, Katılım Belgesi'nin Türkiye üzerinde caydırıcı etki yapmaması gerektiğini söylüyor.
İtalya'nın bu yaklaşımı belgeye ne ölçüde yansıyacak kestirmek zor.
Ama sürecin hızlandığı bu günlerde İtalya'nın desteği, hele de AB Komisyon Başkanlığı'nı yürüten bir ülke olduğu göz önüne alındığında önemli.
* * *
AVRUPA Birliği üyesi ülkeler genelde ikili ilişkilerine, Türkiye-AB çerçevesinden daha fazla önem veriyorlar. Bu bir gerçek. Bu temaslarda verilen parlak vaatler, Avrupa'nın ortak iradesine yansımayabiliyor.
Ancak, ikili ilişkiler ne kadar iyi giderse, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerine de o kadar kolaylaşıyor. Bu da bir başka gerçek.
Paylaş