Onun gözü uzayda

UZAY artık onlara ait. Öyle iddia ediyorlar.

Bush Yönetimi’nin geçen hafta imzaladığı yeni uzay politikası belgesinde şunu söylüyorlar: "Uzayda hareket özgürlüğü Amerika Birleşik Devletleri için hava ve deniz gücü kadar önemlidir."

Çünkü "uzay faaliyetleri Birleşik Devletler’de ve dünyada güvenliği arttırarak, çevreyi ve canlı yaşamını koruyarak, ekonomik gelişmenin motoru olan bilgi akışını hızlandırarak, insanların dünya ve evrene bakışlarında devrimler yaratarak hayatı geliştirmiştir."

Kısacası, ABD’nin uzay faaliyetleri insanlığın gelişmesi için çok önemlidir bu yüzden herkes uzaydan uzak durmalıdır.

Çünkü "ABD uzayda haklarını, faaliyetlerini ve hareket özgürlüğünü koruyacaktır" ancak "gerektiğinde düşmanların ABD’nin ulusal çıkarlarına karşı olan uzay faaliyetlerini engelleyecektir."

Hayallerinizde de bile yıldızlara ve mehtaba yaklaşmaya kalkışmayın. Onların da sahibi var artık.

* * *

ASLINDA
yeni uzay politikası belgesinin kamuoyuna açıklanan bölümünde silahlanmadan söz edilmiyor, sivil amaçlar vurgulanıyor ama, bu yıl başında Pentagon’un Kongre’den yeni uzay silahları denemek için milyonlarca dolar istediği düşünülecek olursa, sadece mısır tarlalarının gelişimini gözlemek gibi sivil deneylerle sınırlı olmayacak bu yeni politika.

Birleşmiş Milletler’de 1967’de imzalanan anlaşmaya göre nükleer ya da diğer kitle imha silahlarının uzaya yerleştirilmesi yasak. Ama uzayın silahlandırılmasının yasaklanmasını öngören bir anlaşma gündeme geldiğinde ABD’nin her zaman çekimser kaldığı akıldan çıkmamalı.

Washington’un uzay politikası tabii ki yeni değil. Daha önceden Yıldız Savaşları projesi ortaya atılmış ancak hayata geçirilmemişti. Clinton Yönetimi de uzay planları yaptı. Şimdi Bush, tek taraflı hareket ve önleyici savaş stratejilerinin babası, uzaya yelken açıyor.

Hem de Irak’ta yapılanların "aptallık ve kibirlilik" olduğunun üst düzey diplomatlar tarafından itiraf edildiği bu günlerde.

Terörle mücadele adı altında işkencenin, askeri mahkemelerin yasallaştırılmaya çalışıldığı bir sırada, yani Amerikan rüyasının paramparça olduğu bir dönemde, hiçbir şey olmamışçasına yeni savaş alanları açıyor Bush Yönetimi.

Bu, gazeteci arkadaşım Zeynep Atikkan’ın ABD ile ilgili çalışmalarını yayınladığı yeni kitabında vurguladığı şeyin ta kendisi değil de nedir? Amerikan Cinneti.

* * *

11 Eylül
’ün beşinci yılında yani geçen ay, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan Amerikan Cinneti’nde Zeynep Atikkan, Soğuk Savaş sonrası ABD’nin girdiği değişim süreci ve 11 Eylül’ün bu sürece etkilerini, gazeteci gözüyle ve ciddi bir gazetecilik çalışmasının ürünü olarak okuyucuya aktarıyor.

Globalleşmenin yarattığı yeni dinamiklerin, bugün "liberal ve layt bir Amerikan imparatorluğu" ile yönetilmesi gerektiğini düşünenlerin derininde, İngiliz İmparatorluğuna öykünmenin yatması gibi naif bir motifin de bulunduğunu ortaya çıkartan Zeynep Atikkan dindar sağ ile neo-con yani yeni muhafazakarların 21’inci yüzyılı Amerikan yüzyılı yapmak için nasıl güç birliğine girdiklerini tarihi tanıklıklarıyla yazıyor.

Sadece bayram tatilinde kolayca okunacak iyi bir kitap değil, ezberleri bozan gelişmeleri daha iyi değerlendirmek için bir el kitabı Amerikan Cinneti.

* * *

BU
güzel bayram gününde uzaya döşenmekte olan dikenli teller neden aklıma geliyor, yıldızlı semalarda hayallere dalmak varken neden bunlara takılmaktan kendimi alıkoyamıyorum? Bilginin silahtan daha çok koruduğuna inandığım için belki de sevgili okuyucularım. Dostlukla bayramınızı kutluyorum, neşeli bayramlar diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları