Obama ve Türkiye ile ortaklığın onarılması

"İSTİKRARLI, demokratik, yüzünü Batı’ya çevirmiş bir Türkiye."

OBAMA’nın seçim bildirgesinde, Başkan adayı ve yardımcısının nasıl bir Türkiye arzuladıkları böyle tarif ediliyor.

"Böyle bir Türkiye ile ilişki Amerikan ulusal çıkarlarına uygundur" deniyor.

Obama’nın seçim bildirgesinde, Türkiye ile ABD arasında stratejik ilişkinin "onarılacağı" da söyleniyor.

Amerika’nın bugün izlediği dış politikanın seçimler ne sonuç verirse versin değişmeyeceğini söylemek bugün her zamankinden daha zor.

Çünkü bu seçimlerde dış politika belirleyici rol oynuyor. Irak savaşı fiyaskosu Amerikan seçmeninin tercihinde çok etkili.

Dış politika değişirken Türkiye ile ilişkiler de mutlaka gözden geçirilecek. Köklü değişiklikler beklemiyorum.

Ama ilişkilerdeki tortuları arındıracak yeni yaklaşımlar gündeme gelecek.

Bu açıdan bakınca Obama-Biden seçim bildirgesinde Türkiye ile ilgili bölümde "stratejik ilişkinin onarılması" yaklaşımı rastgele bir seçim değil.

Bildirgede, Bush Yönetimi’nin Irak’taki hatalı kararları yüzünden PKK’nın Türkiye’yi tehdit ettiği, bunun sonucu olarak da "Müslüman dünyanın tek demokrasisi"nin yüzünü Batı’dan çevirmeye başladığı yorumu yapılıyor.

Türkiye’nin Avrupa Birliği vizyonunun canlı tutulması bu açıdan önemli görülüyor.

ILIMLI İSLAM ROLÜ ESKİDİ

BİLDİRGEYE
yansıyan yaklaşımı inceleyince, 11 Eylül sonrası politikaların Türkiye’ye yüklediği "ılımlı İslam rolü" beklentisinin yerini "İstikrarlı, demokratik, yüzünü batıya çevirmiş Türkiye" önceliğinin alacağı anlaşılıyor.

Zaten, 11 Eylül’den sonra Ortadoğu’ya demokrasi örneği oluşturmak için Türkiye’ye yüklenmek istenen bu rol, Washington’un önce Ortadoğu için demokrasi arayışından vazgeçmesi, sonra da Büyük Ortadoğu projesinde ısrarcı davranmaması nedeniyle önemsizleşmişti.

Ama bunu, Türkiye’de içe kapanmacı ulusalcı çizginin yeniden yükseleceği bir ortam vaadi olarak görmemek gerekiyor. O dönem, Ergenekon ile kapanmaya çalışıyor, hükümet gerekli cesareti gösterebilir de Ordu içindeki uzantılarına kadar gidebilirse.

AVRUPA YOLU

ABD’nin Irak’tan asker çekmesini kolaylaştıracak, bölünme dahil her türlü çözüm olasılığına karşı Türkiye’nin "istikrarlı-kendinden emin ve değişik çözüm önerilerine katkıda bulunabilecek bir müttefik" olması beklenecek.

Enerji yollarının güvenliği açısından da özellikle Kafkasya için de Türkiye’nin Avrupa’ya açılan yol olması önem kazanıyor. Ermenistan açılımı da bu dinamiğin filiz halindeki belirtisi değil mi?

Obama dış politikada, çatışmacı seçeneklerin yerine diyalogu koyuyor. İran konusunda da, taleplerden geri adım atmayan ama sorunları diyalogla çözmek isteyen yaklaşım ağırlık kazanacak. Bu diyalog sürecinde ve ardından gelecek barış döneminde, "yüzü batıya dönük, demokratik, istikrarlı" bir Türkiye’nin, sadece ABD ulusal çıkarları açısından stratejik önemde bir müttefik değil, bölge için de de ağırlığı olan bir komşu yaratacağı kesin.

Ilımlı İslam cazibesini yitiriyor. Obama ile demokratik ve yüzünü Batı’ya dönmüş Türkiye arayışı da öne çıkıyor.
Yazarın Tüm Yazıları