Paylaş
İtalyanlar bu soruya cevap arıyor. PKK lideri neden İtalya'ya geldi? Oysa ki, terör anıları Kızıl Tugay günlerinde kalmıştı.
Sonraki yıllarda uluslararası istihbarat servislerinin o gençlerin arkasına geçip, İtalya'yı nasıl alt üst ettiklerini Temiz Eller operasyonu sırasında görmüşlerdi.
Dün, Apo için yapılan ve Türk gazetecilerin tartaklanıp dövüldükleri gösteri Roma sokaklarına eski günleri yaşattı.
İşte bu olaylar yüzünden aklı başındaki İtalyanlar, ülkelerinin Türkiye'yi ilgilendiren bir soruna neden taraf olduğu cevabını bir türlü bulamıyorlar.
Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından Roma'da yakalanmasından sonra görüştüğüm İtalyanlar, bu krizden en fazla kim yararlanabilir sorusunu soruyorlar. Ve İtalya'nın silah sanayiindeki rakipleri cevabını veriyorlar.
Apo'nun gelişinden bir gün önce Piaggio Aviazione uçak şirketinin Türklere satıldığı hatırlatılıyor, Türkiye'nin açtığı helikopter ihalesinin önümüzdeki hafta sona ereceği ve en güçlü adayın da İtalyan Augusta helikopterleri olduğu söyleniyor.
Bu gelişmelerin uluslararası silah sanayi rekabetini kızıştırdığı kanısı hakim Roma'da.
* * *
Yukarıdaki senaryoda doğruluk payı olabilir ama, İtalyan kamuoyunun Kürt sorununda son derece hassas olduğunu da gözden uzak tutmamak gerekiyor.
Kürt sorunu, İtalyan solu için 68'in Vietnam'ı niteliği taşıyor.
Aslında bütün Avrupa solunda bu eğilimin olduğunu görmekte yarar var.
İtalya ve Avrupa'da sol partilerin iktidara gelmesi de PKK'nın siyasi platform sağlamasına neden oluyor.
İkinci senaryo da İtalya'nın siyasi durumuyla ilgili. PKK'nın Avrupa liderlerinden Kani Yılmaz'ın 10 gün önce Roma'ya geldiği ve Yeşiller milletvekilleriyle görüştüğü biliniyor.
Bu görüşme sırasında, Rusya'da barınamayacağı anlaşılan Abdullah Öcalan'ın Roma'ya gelişiyle ilgili hazırlıkların yapılmış olabileceği söyleniyor.
İçinde çok sayıda PKK'lı bulunan Zeynep adlı geminin de İtalya'ya geliş tarihi bugünlere rastlıyor. İşte bütün bu olaylar yan yana sıralandığında İtalya'nın PKK'nın siyasallaşma süreci için bir üs olarak seçilmiş olabileceği sonucuna varılıyor.
* * *
Üçüncü senaryo ise, Washington ile İtalyan Hükümeti arasında.
Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkartılması sürecinin başından beri, Washington'un resmin içinde olduğu anlaşılıyor.
İtalya'nın ilk komünist hükümetinin, Güvenlik Konseyi'nden karar çıkmadıkça Irak'a yapılacak askeri müdahaleye katılmayacağını bildirmesi, İttifak Cephesi'nde çok önemli bir çatlak olarak niteleniyor.
‘‘Apo Türkiye'ye verilsin mi, verilmesin mi?’’ krizi yaratarak komünist hükümetin dağıtılmak istendiği dedikoduları yapılıyor.
* * *
Bütün bunlar, Roma'da konuşulan senaryolar. Ama kesin olan tek bir şey var. PKK siyasallaşma dönemine girme hesabı yapıyor. Geçmişi kanlı bir örgüt ile Türkiye'nin Kürt sorunu tartışmasının mümkün olmadığını dünya aleme anlatmak, ama aynı zamanda bu konuların konuşulabileceği zemini yaratmak gerekiyor.
Bir noktayı daha eklemek istiyorum. Apo'nun suçlarını açıklarken 30 bin insanın ölümünden sorumlu olduğunu söylemek yetmiyor. Tek tek olayların hatırlatıldığı somut bir listeyle dünya kamuoyunun önüne çıkmakta fayda var. Bu eleştiride Türk yetkililerinin açıklamalarının havada kaldığını söyleyen sıradan İtalyanlardan geliyor.
Paylaş