NATO, tarihi dönemeçte geleceğini tartışıyor

BRÜKSEL

NATO'nun merkezi, hararetli biçimde geleceğini tartışıyor. Brüksel'de NATO karargahında geçirdiğim iki gün içinde, dinlediğim herkes aynı noktada birleşiyordu, 'Bizim içine doğduğumuz NATO yok artık. Yeni koşullara uygun yeni NATO'yu oluşturmak zorundayız.'

11 Eylül, tüm soğuk savaş örgütlerini olduğu gibi NATO'yu da değişime zorluyor.

Ulusal kimliğimizin önemli ayaklarından birinin de 'Türkiye'nin NATO'daki rolü' olduğunu göz önüne alırsak, bu değişim belki de en çok bizi ilgilendiriyor.

NATO değişiyor. Roller değişiyor. NATO'nun dönüm noktasında, bizim de tartışmaya katılmamız gerekiyor.

* * *

NATO'nun karar mekanizmaları içinde görev yapan bir yetkili, 'NATO'nun tarihi dönüm noktası' ile ilgili şu açıklamaları yapıyor:

‘‘Genişleme kararı ile birlikte yeni bir sürece giren NATO, 11 Eylül'den sonra bu alt yapı ile günümüzün güvenlik koşullarına yanıt veremeyeceğini anladı. Radikal bir değişim gerekiyor.'

NATO Genel Sekreteri Lord Robertson, bir an önce NATO'nun yeni rolünün tartışılması gerektiğini açıkladı. Sonbaharda Prag'da yapılacak olan Zirve, bu açıdan bir dönüm noktası olarak niteleniyor.

Yanıt bekleyen birçok soru var.

Terörü ortak düşman ilan eden 5.Madde NATO'nun 53 yıllık tarihinde ilk kez yürürlüğe girdi. Önümüzdeki dönemde NATO esas olarak bir karşı terör örgütü olarak mı faaliyet gösterecek? Alt yapı buna göre nasıl oluşturulacak, çünkü bu koşullarda böyle bir rol üstlenmesi zor.

Ancak üst düzey bir yetkiliye göre, 'ABD, terörizme karşı mücadeleyi öncelikli dış politika hedefi olarak ilan etti. Bu da NATO'nun değişimini etkileyecek.'

Soğuk Savaş önceliklerine göre oluşan NATO, terörizme karşı mücadele önceliğinin taleplerini karşılayabilecek mi?

Genişleme, ittifakı nasıl etkileyecek? Bu yıl eski Doğu Bloku üyelerinden en az bir ülkenin örgüte katılması bekleniyor. NATO, günün koşullarına yanıt vermekte bugünkü yapısı ile bile hantal kalıyor, sayı arttıkça bu durum daha da derinleşmeyecek mi?

ABD ile diğer müttefiklerin savunma kapasiteleri arasında ciddi bir uçurum var. Bazı yetkililer önümüzdeki dönemde NATO'da rol dağılımının iki esasa göre yapılacağını söylüyorlar. Biri 'Dijital sınıf' esası. Bu sınıfın tek temsilcisi ABD, savunma teknolojisi açısından en ileride olan NATO üyesi. Diğer üyeler ise 'Kanayan sınıf'ı oluşturacaklar. Yani ABD savunma teknolojisini verecek, diğerleri askerlerini.

NATO'nun Avrupa Birliği ile ilişkileri ne olacak? Avrupa ordusu kurulabilecek mi? Savunma için para harcamak istemeyen Avrupa, kendi ordusunu nasıl oluşturacak? ABD, Avrupa'nın operasyonlara daha etkin biçimde katılmasını istiyor.

NATO, Rusya ile stratejik işbirliğini nasıl geliştirecek? 11 Eylül, Rusya ile NATO'yu yakınlaştırdı. NATO'nun 19 üyesi ile birlikte Rusya'nın da katıldığı bir konsey kuruluyor. Burada, 'herkesin hem fikir olduğu konular ele alınacak sorun çıkmasın diye' deniyor. Ya daha sonra? Örneğin, Kafkasya'da çıkacak bir soruna NATO müdahalesi söz konusu olduğunda Rusya'ya danışılacak mı? Bazı yetkililere göre, NATO ne isterse o olacak. Bazılarına göre ise 'Bu da bir soru.'

* * *

'KÜLTÜR farklılığı da önemli bir sorun' diyor bir yetkili 'Atlantik'in bir yakasında Teksaslı Cumhuriyetçiler, diğerinde 68'liler. Sorun buradan kaynaklanıyor.'

Yoksa ABD, NATO'yu Avrupa'ya devredip, kritik kriz bölgelerinde tek başına mı harekete hazırlanıyor?

Bu da, Brüksel'deki NATO koridorlarında dolaşan bir başka soru?
Yazarın Tüm Yazıları