Ferai Tınç: Güneydoğuyu geren tartışma

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

En fazla gerektiği her zaman olduğu gibi bayramda da telefonlar kilitlendi. Buna rağmen Güneydoğu'daki dostlarımdan bazılarına ulaşma ve bayramlaşma olanağı bulabildim.

İdam tartışması güneydoğuda gerginlik yaratıyor.

Diyarbakır'ın HADEP'li Belediye Başkanı Feridun Çelik, 'Artık bu tartışmayı bir kenara bırakıp, Türklerle, Kürtlerle, Çerkezlerle, Lazlarla hep birlikte bu ülkenin önünü nasıl açacağımızı düşünmeliyiz' diyor.

Gerçekten de aşmamız gereken tek sorunmuş gibi Türkiye'yi Öcalan'ın kaderine kilitlemek yanlış.

Şimdi zaman ekonomi ve demokrasi hamlelerine hazırlanma zamanı.

* * *

GÜNEYDOĞU'nun çeşitli kentlerinde son haftalarda tuhaf gelişmeler yaşanıyor. HADEP'in ilçe merkezleri yasak yayınlar bulunduğu gerekçesiyle arandı. Gözaltılar oldu. Gözaltına alınanlar bayram öncesi salıverildiler. Hizbullah hesaplaşması haberleriyle birlikte bir faili meçhul cinayet haberi de geldi bölgeden.

Bu gelişmelerin Mesut Yılmaz'ın, 'Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer' dediği ziyaret sonrasına denk gelmesi dikkat çekiyor.

Çatışmayla beslenen bazı çevrelerin normalleşme sürecine engel olmak istedikleri yorumları yapılıyor.

Ama ne olursa olsun, gelişen bir Türkiye, herkesin çıkarına. O nedenle aklı başındaki çevrelerin provokasyonlara pabuç bırakmaya niyeti yok.

Diyarbakır Belediye Başkanı Feridun Çelik'in, belediyenin yeni bir projesiyle ilgili sözleri dikkat çekici.

Çelik, önümüzdeki günlerde Diyarbakır Belediyesi olarak devletin kasasına gelir sağlayan bir projeyi hayata geçirmeye hazırlandıklarını çıtlatıyor, içeriğini birkaç gün sonra açıklayacağı bu projeden söz ederken şunları söylüyor: 'Bizim bölücü olmadığımızın, devlete karşı olmadığımızın göstergesi olacak bu.'

Çelik, bir noktaya daha dikkat çekiyor: 'Halk yararına ne gerekiyorsa onu birlikte yapalım. Bir daha gerginlik yaşamayalım. Bu tartışmaları bırakalım. Halkta gerginlik yaratmayalım. Bırakalım idam üzerinde durmayı. Dünya siyasetine Türkiye olarak nasıl şekil verebiliriz, halkımızı nasıl daha zengin, daha rahat yaşatabiliriz, bunları tartışalım!'

* * *

GÜNEYDOĞU'dan dinlediğim samimi uyarı ve talepler bu noktada yoğunlaşıyor.

TBMM'deki Güneydoğulu milletvekillerinin ne yaptıklarını çok merak ediyorum. Hepsi suspus olmuş kenarda duruyor. Öcalan'ın yakalanmasından sonra bunca zaman geçti, hiçbiri çıkıp da bölgesinin ekonomik ve sosyal sorunları konusunda ciddi bir talebi Meclis'e getirmedi.

Oysa 'Bundan sonra ne yapılmalı?' sorusuna yanıt aramak için bir araya gelmeleri ve seçmenlerinin talepleriyle ilgili çalışmalar başlatmaları gerekmez miydi? Bu tavır, Türkiye politikalarına yapıcı bir katkı sağlardı kuşkusuz.

Belki de değişim istemedikleri için böyle sessiz kalıyorlar. Bu ilgisizliğin altında bölgenin 'modernleşmesini', 'bütünleşme'nin çağdaş değerler temelinde sağlamlaşmasını istemeyen, feodal artığı sistemin direnişi mi yatıyor yoksa?

Ama özellikle Fazilet Partililer için hiç de iyi konuşulmuyor oralarda.

DYP'nin de durumu iyi değil.

'Güneydoğu'ya gelince bölge sorunlarıyla ilgili en keskin konuşmaları yapıyorlar, Ankara'da bambaşka telden çalıyorlar' deniyor. Bazıları ise açıkça şunu söylüyor: 'Bizim yanımızda bizden Kürtçü oluyorlar, Ankara'da kapalı kapılar ardında 'Öcalan'ı asalım' diyorlar.'

Bu çirkin politikaların altında, koalisyonda çatlak yaratma hesapları olduğunu herkes görüyor.

Türkiye'nin gözleri, artık fırsatçıları hiç kaçırmıyor. Türkiye halkı, menfaat ve iktidar hesapları yapanlarla değil, ilerlemenin, gelişmenin kapılarını açanlarla yola koyulmak istiyor.

Yazarın Tüm Yazıları