OKUL boykotuna karşı olduğumu söyledikten sonra bazı okuyucularım, her vatandaşın ana dilinde eğitim hakkı olduğunu vurgulayan mesajlar yazarak boykotu desteklememi beklediler.
Boykotu desteklemiyorum ama ana dilde eğitim konusunu da artık daha açık bir biçimde tartışmak gerektiğini düşünüyorum. Ama gerek BDP gerek değişik çevreler tarafından ortaya atılan ana dil meselesinin ve eğitim talebinin ne olduğunu henüz anlayabilmiş değiliz. Her kafadan ayrı ses çıkıyor, ayrı talepler ortaya atılıyor. * * * ZATEN en sıradan sorunların bile büyük tartışmalara yol açarak çözümsüzlüğe saplanmasının altında yatan neden de bu. Talepler muğlâk. Bir o yana çekiliyor, bir öte yana. Çıtayı, daha aşağıdaki bir noktanın kabulünü sağlamak için önce yukarıya çekmek eğer bir taktik ise çok hatalı. Çünkü doğan tepkinin şiddeti tartışmaya değil kapışmaya ve savunma duvarlarının yükselmesine neden oluyor. Özerklik talebinin damdan düşer gibi ve iki bayrakla sembolize edilerek ortaya atılması öyle olmadı mı? Ana dil eğitimi talebi de Türkiye gündemine muğlâk bir çerçeve içinde geldi. Bu mesele, ‘Türkçe tek resmi dil olmasın’dan, “Güneydoğu’da resmi dil Kürtçe olsun” a kadar bir uçtan diğerine yalpalayarak giden bir tartışma ortamı içinde çözümlenebilecek bir mesele değil. Talepler, net ve bütün Türkiye kamuoyunun anlayabileceği şeffaflıkta olmalı. Çünkü eninde sonunda bu “ortak” bir karar olacak. * * * BİR dil, ne de bir kimlik yasaklamalarla yok edilebilir. Dil, insanlar onu konuştuğu sürece yaşar. Konuşmayı bıraktığı zaman ise canlılığını yitirir ölür. Ama o kararı ne devletler verebilir ne de dışarıdan müdahalelerle böyle bir şey mümkün. Türkçe bunun en somut örneklerinden biri değil mi? Öztürkçeleştirme zorlamalarına karşı dil direnmedi mi? Türkiye artık bu noktayı aştı. Kürtçenin Türkçe kadar bu toprakların dillerinden biri olduğu konusunda kimsenin itirazı yok. Şimdi mesele bu dilin nasıl geliştirileceği. O da tek taraflı ve dayatmalarla olacak bir şey değil. Çünkü hepimizin meselesi. Karşılıklı dayatmalarla kırıcı, dışlayıcı, bölücü olmadan bu sorunu Türkiye, ortak kültür temeline zarar vermeden çözer. Yeter ki çözüm istensin. Ortak dilimiz çözüm olsun.