İTALYAN Radikal Parti’nin Lideri Emma Bonino, Avrupa Parlamentosu’nun en tutkulu siyasetçilerinden. Daha kimse Afganistan ile ilgilenmezken;Henüz Taliban, insanlık mirası Buda heykellerini parçalamamışken;11 Eylül olmamışken, Emma Bonino Taliban rejiminin kadınlara yönelik baskılarına karşı dünya çapında kampanya başlatmış ve Afganistan’ı unutulmuşluğundan sıyırarak gündeme sokmuştu.Biz onu, 17 Aralık öncesinde bir grup Avrupalı liderle birlikte, Türkiye hakkında yazdığı rapordan tanıyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği için önemli olduğunu vurgulayan raporu ellerine alıp, Avrupa başkentlerini dolaşmışlar ve müzakerelerin başlaması gerektiğini savunmuşlardı. Bonino, bu hafta başında İstanbul’daydı. TESEV’in düzenlediği Ortadoğu’da kadının kamu hayatına katılımı konulu toplantı için gelmişti.Bu sayede kendisiyle Avrupa’nın krizini de konuşma fırsatı buldum. Dikkate değer değerlendirmeler yaptı. ‘Bu çok uzun bir süreden beri beklenen bir krizdi’ diyor Bonino, ‘Avrupalı politikacılar son on yıldan beri siyaset yapmak yerine, saklanmayı tercih ettiler.’Bunun ne anlama geldiğini açıklarken, bugüne kadar hiçbir Avrupalı politikacının globalleşmenin ne anlama geldiğini halka anlatmadığını söylüyor. Yabancı işçilerin ne kadar gerekli olduğunu, onlar giderse ekonomilerin kilitlenebileceğini halka itiraf etmediklerini ekliyor.‘Genişleme konusu da aynı şekilde halk için büyük bir soru işareti’ diyor. Bonino, bu krizden memnun. ‘Nihayet bu kriz sayesinde, politikacılar halklarıyla yüz yüze gelecekler ve sorunlara çözüm üretecekler. Brüksel bürokrasisinin dönemi kapanıyor. Halkların Avrupası dönemi başlıyor.’* * * İTALYA’da tüp bebek sahibi olmanın serbest bırakılması için mücadele eden ama Kilise’nin engelini aşamayan Bonino, Avrupa’daki Müslüman karşıtlığına çok ilginç bir açıklama getiriyor: ‘Avrupa’da laik siyasi liderlik zayıfladı. Doğan boşluğu din adamlarının hiyerarşisi doldurdu. Köktendinci İslami hareketlerin karşısına Avrupa, siyasi çözümle çıkacağına, köktendinci Hıristiyanlıkla çıkıyor. Oysa köktendinciliğin karşısına laik demokrasiyi koymalıydık.’* * * YA Türkiye? Avrupa kamuoyunun bugün Türkiye’yi tartışması da ‘Çok iyi bir şey’ Bonino için. ‘Bu tartışma ön yargıları aşmada çok yararlı olacak. Eğer Avrupa Birliği’nin kuruluş amacını yani barış, istikrar ve refah bölgesi yaratma yolunda yürümesini istiyorsak Türkiye mutlaka AB içinde olmalıdır. Küreselleşen dünyada laik demokratik Türkiye ile, kuruluş amacına sadık Avrupa’nın yolları mutlaka kesişecektir.’Bonino, ‘Türkiye’nin gücü laik olmasından ileri geliyor. Bunu korumalı Türkiye’ diyor ‘Bu Türkiye bizim için yani Avrupa Birliği’nin geleceği için çok önemli. Ben Avrupa’yı Türkiye için bir şart olarak görmüyorum. Sizin geleceğiniz parlak.Türkiye, Avrupa’nın hedefine ulaşması için gerekli.’ ‘O yüzden’ diye devam ediyor ‘Türkiye, Avrupa’nın krizine bakıp mücadelesini gevşetmemeli. Avrupa bu krizi aşacak. Unutmayın, Avrupa krizleri aşarak gelişti.’ Kriz ile ilgili son günlerin en iyi yorumun yapıyor Emma Bonino.